VatanTr
Daha Kaliteli Bir Forum İçin Üye Olun...


Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Uyeol-1

VatanTr
Daha Kaliteli Bir Forum İçin Üye Olun...


Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Uyeol-1

VatanTr
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar !

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
S€D@T
Yönetici
Yönetici
S€D@T


Mesaj Sayısı : 317
Zodyak Kova
çin astrolojisi Yavru Köpek
Doğum tarihi : 22/01/96
Kayıt tarihi : 13/04/09
Yaş : 28
Nerden : İstanbul

Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Empty
MesajKonu: Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar !   Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Icon_minitimePaz 20 Ara. 2009, 18:09

S.53
Kültürel değerler ve değişimin nedenleri tablosu


Göktürklerde Kültürel Değerler:
1-Göktanrı inancı
2-Bu inancın etkisinin görüldüğü Göktürk Kitabeleri
3-Göktürk alfabesi
Uygurlarda Kültürel Değerler:
1-Budizm inancı
2-Bu inancın yansıdığı metinler
3-Uygur alfabesi
Değişim Nedenleri:
1-Din değişikliği
2-Yerleşik hayata geçilmesi
3-Hayat anlayışının değişmesi
Karahanlılarda Kültürel Değerler:
1-İslamiyet
2-İslamiyetin yansıdığı eserler
3-Karahanlı Türkçesi
4-Arap alfabesi
Değişim Nedenleri:
1-İslamiyetin kabulü
2-Din değişimiyle birlikte zihniyetinde değişmesi


S.53 2.Soru

Türkçenin Edebi bir olarak kullanılması ve değişmeyen öğeler Türkçe'nin kullanılmasıdır.Milliyetçilil ön plandadır..

S.53 Fotoğrafın yorumu
-konar göçerdirler.
-hayvancılık olduğu anlaşılıyor.
-atlar evcilleştirilmiştir.
-hanlıklarla yönetildiği anlaşılıyor


S.55 **çme ve Değerlendirme
1)E
2)B
3)Arap,Türkçe.
İlk.
Türkçedir.
4)D
5)Köktürk devleti=göktanrı inancı
Uygur devleti=Budizm,mani dini
Karahanlı devleti=İslamiyet


Mesnevi nazım şeklinin özellikleri:

1-mesneviler öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir.(savaş,aşk,tarihi olaylar ve tasavvuf)
2-mesneviler divan edebiyatında bir bakıma günümüzdeki roman ve hikayenin yerini tutuyordu.
3-beyit sayısı sınırsızdır.
4-her beyit kendi arasında kafiyelidir.(aa,bb,cc...)
5-aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
6-beş mesnevinin bir araya gelmesiyle hamse oluşur.
-mesnevi nazım şekli türk edebiyatında ilk defa ne zaman kullanılmıştır?
11.yüzyılda yusuf has hacip tarafında kutadgu bilig'de kullanılmıştır.


---------------------------------------------------------

11. Yüzyıl: İslami Dönem Türk Edebiyatı'na ait ilk eser 11.Yüzyıl'a ait
olan 'Kutadgu Bilig'dir. Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış öğretici
bir eserdir. Siyaset-nâme niteliğindedir ve 6500 beyitten oluşur. Bu
döneme ait diğer bir önemli eser de 'Divânû Lügâtit Türk'tür. Kaşgarlı
Mahmut tarafından Araplara Türkçe'yi öğretmek amacıyla yazılmış bir
lügâttır. Bu döneme ait önemli bir eser de Edip Ahmet Yükneki'nin
öğretici nitelikteki dini kitabı 'Atabetül Hakayık'tır.

12. Yüzyıl: Bu yüzyılın en önemli ismi Hoca Ahmed Yesevi'dir, Türk
tasavvuf tarihinin ilk önemli şairidir. Hikmetleriyle büyük ün
kazanmıştır. Bu yüzyılın diğer önemli ismi ise Kitab-ı Meryem, Kitab-ı
Bakırgen ve Kitab-ı Âhirzaman adlı eserlerin sahibi, aynı zamanda Hoca
Ahmed Yesevi'nin öğrencisi olan Hakim Süleyman Ata'dır.


S.56 Hazırlık Çalışması
Bir topluluğu millet haline getiren değerler o milletin dili, dini
ve ırkıdır. Bu üç faktörden ırk birliği önemlidir; ama tek başına
millet olgusunu açıklamaktan uzaktır. Aynı ırka mensup olduğu halde
değişik milletler oluşturmuş ve dolayısıyla değişik devletler kurmuş
insan toplulukları vardır. Dil insanların birbirine bağlayan en önemli
faktörlerden birisidir. Ancak, aynı dili konuştuğu halde farklı
devletler kurmuş insan toplulukları mevcuttur. Diğer yandan din de
insanların bir millet oluşturmasında çok önemli bir faktördür. Farklı
dinden olan, farklı mezhepten olan insanlar genellikle farklı milletler
oluşturmuşlar, farklı devletler kurmuşlardır. Buna karşılık, aynı
dinden olanların mutlaka aynı millet oluşturacakları söylenemez. Zira,
aynı dine ve hatta aynı mezhebe mensup olmakla birlikte farklı devlet
kuran birçok millet vardır. Görüldüğü gibi bu faktörlerin güçleri
hakkında önceden bir şey söylenemez. Bu faktörlerden her biri, değişik
yer ve zamanlarda diğerine nazaran daha belirleyici olmuştur


******'ün türk dili hakkındaki düşüncelerini içeren metin..


''Türk milletinin dili Türkçe'dir.Türk dili dünyada en güzel, en
zengin ve en kolay alabilecek dildir.Onun için her Türk, dilini çok
sever ve onu yükseltmek için çalışır.Bir de Türk dili, Türk milleti
için kutsal bir hazinedir.Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz
felaketler içinde ahlakının, an'anelerinin, muhafaza olduğunu görüyor.
Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
Türk demek dil demektir.Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi
dildir.Türk milletindenim diyen insanlar herşeyden evvel ve mutlaka
Türkçe konuşmalıdır.Türkçe konuşmayan bir insan Türk harsına camiyasına
mesubiyetini iddia ederse buna inanmak doğru olmaz''


S.60 ve 61

sayfa 60
1-Niçin susuyorsun?
2-Kim birini çagırırsa söze önce o başlar ve insan her zaman diline hakim olmalı,ne konuştuğunu
bilmelidir.
3-Bilgisiz her zaman susmalı,bilgili ise diline hakim olmalıdır bilgilinin sözünde her zaman hikmet vardır..
4-İnsan kendisine birşey sorulunca konuşmalıdır..
5-Dilin faydaları nelerdir???
6-Bilginin iki alameti dil ve boğazdır ruhun nasibi sözdür,kulaktan girer..
7-Sözün esası nedir ve kaç kısımdır?
8_Sözün yeri sırdır söz on kısımdır fakat biri söylenmelidir.
9-Sözün faydası ve zararı ne kadardır?
10-Yerinde kullanılan söz faydalıdır yersiz söz ise zararlıdır.
11-Söz ne zaman çok ne zaman az addedilir.(addetmek:saymak)
12-Söz güzel ne düşünülerek ancak sorulduğunda kısa söylenmelidir çok
dinleyip az konuşmalıdır .Söz akılla söylenmeli bilgi ile süslenmelidir.
13-Sözün doğrusu kimden dinlenmeli,söz kime söylenmelidir?
14-Söz bilgiliden büyüklerden dinlenmeli,bilmeyenlere ve küçüklere söylenmelidir.
15-Dili söyletmeli mi susturulmalı mı?
16-Dil doğruyu söyeleyecekse söylenmeli söylenmeyecekse susmalıdır


2.a
Adalet: Kün Togdı
Saadet: Ay Toldı
Zeka: Ögdülmiş
Hukuk: Kün Togdı
Mutluluk: Ay Toldı
Hayatın Sonu: Odgurmış

2.b.

Akıl bir meşaledir... - Ögdülmiş
Huzur bendedir... - Ay Toldı
Ben işleri doğruluk... - Kün Togdı
ilgili insan fani... - Odgurmuş

2.c.
Yazar soyut kavramları (adalet, saadet, akıl, hayatın sonu)
somutlaştırarak vermiştir. Somutlaştırmayı bu kavramları temsil eden
"Kün Togdı, Ay Toldı, Ogdülmiş, Odgurmış" isimli kahramanlarla
sağlamıştır.

3. Kutadgu Bilig, insanlara dünya ve ahiret hayatlarında yol göstermek için yazılmıştır.

4. Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu
Bilig'de Karahanlı Türkçesi kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve
sözcüklerde yabancı kökenli sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil
kullanılarak yazılan Kutadgu Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi)
söyleyiş özelliklerini de yansıtmaktadır.
Kültür Özellikleri: Kutadgu Bilig, İslami dönemin yansımalarının
bulunduğu ilk örnektir. Mesnevi nazım şekliyle, beyitlerle yazılması ve
İslami unsurların yer alması ve döneminin ahlak anlayışını ortaya
koyması bakımından eser önemli bir kaynak durumundadır.

5.a.
-Her insan diline hakim olmalıdır.
-İnsan, kendisine bir şey sorulunca konuşmalıdır.
-Söz, ruhun nasibidir.
-İnsan, konuşmaktan çok dinlemeyi öğrenmelidir.
-Söz, yerinde kullanılırsa faydalıdır.
-Söz, güzel, düşünülerek, kısaca söylenmelidir.
-Söz, bilgiliden ve büyüklerden dinlenmeli; küçüklere söylenmelidir.
-Dil, her zaman doğruyu söylemelidir.

5.b.
Kutadgu Bilig'de savunulan ve öğüt niteliğinde verilen düşünceler, bugün hala geçerliliğini korumaktadır.

6.
-Aruz ölçüsünü kullanmıştır.
-Eserini sembolik olarak yazmıştır.
-İslami dönemin ilk edebi ürününü yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk mesneviyi yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazmıştır.
-Eserini öğretici (didaktik) tarzda yazmıştır.


sayfa 61 4. etkinlik
Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu Bilig'de Karahanlı Türkçesi
kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve sözcüklerde yabancı kökenli
sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil kullanılarak yazılan Kutadgu
Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi) söyleyiş özelliklerini de
yansıtmaktadır.

S.62 Etklinlik
A.MESNEVİ
B.ARUZ **ÇÜSÜNÜN KISA KALIBI KULLANIŞI
UYAK ŞEMASININ AA BB CC OLMASI


S.64


1.ahlak ve öğüt vermek için ve bilginin onemını belırtmek ıcınn
2.adip ahmet bilginin hayatta en onemlı şey olduğu hakkında öğütler vermiş bilgilinin her işinin iyi olduğunu belirtir
3.a) saadet yolu bilgi ile bulunur,kemik için ilik ne ise insan için
bilig odur,br bilgili bin bilgisize bedeldir,bilgiyi Çin de bile olsa
arayınız......
b)gecerlilğini korur bili herzamn onemlıdır ınsanlıktarıhı bılgı ıle gelışır.
4.a)bilgisizlikten ne kadar halk kendı elıyle put yapıp rabbım budur dedi
b)bin bilsende bir bilene danış,bilmemek ayıp değıl orenmemek ayıp....
5.hem dortluk hem beyıtten yazılmışislami kulturun etkısıyle beyıtler kullanılmış
6.islami donem 2. eser yazmış,eserin dil bilim acısından onemlı , eser
dıdaktık yonde ele alınmış, hem dortluk hem beyıt kullanılmış


S.66 Etkinlik
1.Her dörtlüğünde hgikmet olduğu için şiirlerine hikmet adı vermiştir.Hikmet tasavvufi bir terimdir.
2.Dörtlüklerin son dizesinde de belirttiği gibi, Hz. Peygamber 63
yaşında toprağa girdi. Bende bu yaştan sonra toprağın altında
yaşamalıyım diyerek, kendisine toprak altında bir hücre yaptıran Ahmed
Yesevi'nin o günlerde meydana gelen bir olay, şöhretinin bütün
Türkistan havalisine yayılmasına vesile olmuştu.
3. **Hikmet tarzı şiir geleneğinin ilk şairidir.
**Dini tasavvufla uğraşan şairimizdir.
**Yesevi tarikatının kurucusudur.
4.Ahmet Yesevi tasavvufla uğraşan şairlerimizdendir.Tüm yaşamını
insanları islamiyet konusunda bilinçlendirmeye adamıştır.Metnin yazılış
amacıda insanları islamiyet hakkında bilgi vermektir.
5.Halk edebiyatı geleneğinin devamı ,Tasavvuf Tekke Edebiyatı'nın başlangıcıdır.

ETKİNLİK
'Hakaniye Lehçesi''

Hakaniye Lehçesi dendiği zaman akla Kaşgarlı Mahmut'un en çok
beğendiği, öyle ki "Kaşgar dili","Kaşgar Türkçesi" olarak da
adlandırılan, bir diğer şekilde "Karahanlı Türkçesi"
(Karahanlıca)dilinin devirlerinden biri gelir.
Kaşgarlı'nın şivelerle karşılaştırılırken "Türkçe" diye adlandırdığı
Hakaniye lehçesi, ilk Türk yazı dilidir.Bu yazı dili devresinden gelen
eserlerin büyük kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu döneme
Uygur dönemi(devri), bu yazı diline de Uygurca denilebilir

S.68 Sorular
1) türkçenin arapça kadar seçkin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.
2)divanü lügati't türk ile birlikte sözlük yazma geleneği başlamıştır. divanü lügati't türk türkçesidir.
3) islamiyet: islami dönem ilk eserlerinden en önemlisini kaleme almıştır.
arapça: eserini arapça olarak kaleme almıştır.bu durum onun arapçayı iyi bildiğinin göstergesidir.
türk kültürü:yaşadığı dönemin kültürünü yansıtmış ve günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
gezgin:türk türkmen yağma çiğil kırgız gibi türk boylarını dolaşmıştır.
dil bilimi:dil bilimi açısından o dönemin yaşayan sözcüklerin kelime kökleri eserine alınmıştır.
islamiyet öncesi sözlü ürünler:sagu koşuk sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini dinleyerek yazıya geçirmiştir.
etimoloji:türkçenin ilk etimoloğudur.
türkçe:türkçenin ilk sözlüğünü yazmıştır eserinde 7500 sözcük yer alır.


69 ve 70

4a.******e göre türk milleti demek türk dili
demektir.türk dili kutsal bir hazinedir.çünkü bir toplumu millet yapan
herşey dil sayesinde olur.bu sebeple türk dili türk milletinin kalbidir.
b.Kaşgarlı mahmut türk diline en büyük katkıyı yapanların başında
gelmektedir.çünkü o dönemin maddi ve manevi kültür unsurlarını
türkçenin bünyesince,türkçenin en eşsiz hazinelerinden biridir.

Kaşgarlı Mahmut ve ******'ün Türk dili ile ilgili ortak görüşleri:
-Türk milleti demek Türk dili demektir.
-Türk milletinin her şeyi dilinde yaşamaktadır.(sevinci, üzüntüsü, öfkesi ...)
-Türk dili, dünyadaki en zengin dillerden biridir.
-Türk dili, yabancı dillerin saldırısından korunmalıdır.
-Türk dili zengin ve köklü bir dildir.



Türk dilinin 20 ülkede ve birçok özerk bölgede milyonlarca kişi tarafından kullanılması Türklerin hangi özelliğini gösterir?
Türkçe'nin büyük dillerden biri olduğunu gösterir. (Türkçe dünyanın 5. büyük dilidir.)

Kutadgu Bilig,Divan-ı Hikmet,Divaü Lügati't-Türk ve
Atebetü'l Hakayık metinlerinden hareketle o dönemde benimsenen ve
kültürel farklılaşmaya neden olan yeni değerler nelerdir?

Kültürel farklılaşmaya sebep olan İslam dininin
kabulüdür. Adı geçen eserlerde İslami terimler ve isimler kullanılmaya
başlanmıştır.


Türkçenin günümüzdeki durumu?
Türkçe günümüzde yabancı dillerin (özellikle
İngilizce) etkisi altındadır. Nasıl ki bir dönem Farsça ve Arapça,
Tanzimattan sonra Fransızca etkisine girdiyse şimdi de İngilizcenin
etkisinde.


******'ün Türk dili için gösterdiği hedeflerin bugün neresindeyiz?

****** saf Türkçeden yanaydı. Üstteki yorumdanda anlayacağınız üzere bugün saf Türkçeden söz etmek mümkün


Sayfa 70 deki 7. etkinli
k
Hakaniye Lehçesi dendiği zaman akla Kaşgarlı Mahmut'un en çok
beğendiği, öyle ki "Kaşgar dili","Kaşgar Türkçesi" olarak da
adlandırılan, bir diğer şekilde "Karahanlı Türkçesi"
(Karahanlıca)dilinin devirlerinden biri gelir.

Kaşgarlı'nın şivelerle karşılaştırılırken "Türkçe" diye adlandırdığı
Hakaniye lehçesi, ilk Türk yazı dilidir.Bu yazı dili devresinden gelen
eserlerin büyük kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu döneme
Uygur dönemi(devri), bu yazı diline de Uygurca denilebilir.


s.71 ölçme ve değerlendirme

1)d 2)c 3)d 4)y,d,d,y,d,d,d,d,5)hakaniye,k utadgu bilig,topgaç
buğra,ahmet yesevi. 6)d 7)divanı hikmet,ata betül hakayik,divanı
lügatit türk,kutadgu bilig.


Sayfa 72
13 14 YY da anadolu da meydana gelen sosyal ve siyasi olaylar

13 ve 14. Yüzyil Turk Edebiyati

13 ve 14. yüzyillarda Anadolu, siyasal bakimdan pek gok karga§amn
yaşandigi bir donemdi. 13. yuzyilda Anadolu'da dort devlet vardi:
Sel9uklular, ilhanlilar, Bizans ve Trabzon Rum imparatorlugu. Bunlann
en güçlüsü Selçuklular idi.
Selcuklulann Mogollar tarafmdan 1243 yilmda Kosedag sava§i ile
yikilmasi sonucu Anadolu'da bir cok beylikler kuruldu. Beyliklerin her
biri kendi bagimsizlığını ilan etti. Bu kez beylikler arasi savaşlar
başladi. Osmanli Beyligi 1299 yilinda kuruldu ve diger beyliklerle
yaptigi savaslar sonucu geli§ip gii9lendi.
13 ve 14. yiizyilda Anadolu'da du§iince hareketlerinin merkezi Konya ve
dolaylandir. Mogol akinlanndan korunmak amaciyla Turkmenistan
Horasan'dan pek cok alperen gelerek Anadoludaki beyliklerin saraylanna
sigiiAlar ve tasawuf du§uncesini yaymaya ba§ladilar. Bu ortamda
tasavvuf edebiyati dogdu. Daha sonraki yuzyillarda da gelisip yayildi.
Tasawuf alamnda; Mevlana, Haci Bekta§ Veli, Yunus Emre, fieyyad Hamza,
Ahmet Fakih, Nesimi, Giilflehri, Sultan Veled gibi pek 9ok sanat9i
eserler verdi. Aym yuzyillarda din di§i konularda, Hoca Dehhani,
Ahmedi, Hoca Mes'ut eserler verdi. Bir taraftan da Iran-Arap
edebiyatlndan 9ok sayida 9eviriler yapildi. 1360 yilmda Kul Mes'ut
tarafmdan "Kelile ve Dimne" adli fabl kitabi Turk9eye 9evrildi.
Bu yuzyillarda halk edebiyati alanmda "Battalname" ile "Dani§mend-name"
adli eserler yazildi. Bunlardan "Battahiame'de Seyit Battal Gazi'nin
din ugruna Bizans'a kar§i giri§tigi mucadelelerden soz edilir."
"Dani§mend name'de ise Melik Ahmet ile oglu Gazi Bey'in kahramanliklan
anlatihr. Bu oykulerde dini inanclar ve ilahi yardimlar on plandadir.
Hz. Muhammet, Hz. Ali riiyada goruliir. Hizir gazilerin yardimcisidir.
Bu eserlerde eski Turk destan geleneginin izleri islami karaktere
burunmu§ niteUkte ya§atildi.
Bu yuzyillarda gerek dini (tasawufi) gerekse din di§i konulan i§leyen
fikirler tizerinde, iranli §airlerden Firdevsi, Nizami, Sadi,
Feridtiddin Attar ile Fars9a eserler yazan Mevlana'nm etkisi gorulur.
Bilim ve edebiyat yoluyla Arap9adan, Fars9adan dilimize sozcukler
yamnda bu dillere ait kurallar da girmeye ba§ladi. Ancak 1277 yilmda
Karamanoglu Mehmet Bey bir fermanla bunu onlemeye 9ali§ti. "Bugiinden
sonra, divanda, dergahta, barigahta, mecliste, meydanda "Tiirk9e den
ba§ka dil kullanihnayacaktir." Bu ferman dilimizi yabanci etkilerden
korumaya yetmedi.

Tasavvufun hızlı yayılması için 13. ve 14. yy.’lar Anadolu’su çok elverişli idi. Bunun birçok sebepleri vardır:
1- İslâmla muşerref olan Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi Hıristiyan
Avrupası’nda sert tepkiler doğurmuştur. Hıristiyanlar, ülkelerini
teminat altına alabilmek ve kutsal kabul ettikleri Kudüs’ü almak için
Türklere karşı Haçlı Seferleri düzenlemişlerdir. Bu seferlerin önünde
Hıristiyan din adamları bulunurdu. İşte bunlara karşı Türkler’den de
din ve tasavvuf önderleri savaşlarda ön plana çıkmışlardır. Gazaya
giden İslâm cenkçilerine yardım eden, onları manen ve madden de
destekleyen erenler ve alp erenler görüldü. Ahilik gibi yarı
mutasavvıf, yarı asker fakat bütün ülkeyi tutmuş bir esnaf ve
zanaatçılar teşkilatı bir yandan din savaşlarını desteklerken öte
yandan tasavvufun yayılmasına zemin hazırlıyordu.
2- Türklerin kalabalık bulunduğu Horasan’da 11.yy’dan beri yoğun bir
tasavvuf hayatı vardı. Çünkü bu ülke eski din ve medeniyetlerin etkisi
altındaydı. Bilhassa 12.yy’da yetişen Ahmet Yesevi’nin derviş ve
müritleri çok sayıda idiler. İşte 13.yy başında Horasan ve diğer Türk
yurtları Moğallar tarafından işgal edilmişti. Moğolların dayatmacı,
yağmacı ve kötü yönetiminden kaçan aydınlar Anadolu’ya kaçtılar. Çoğu
Mutasavvıf olan ve Horasan Erenleri denilenlerin arasında, Belh’ten
Konya’ya gelen Mevlâna ve babası da vardı.
Mevlâna ve babası Anadolu’ya yepyeni bir fikir, ahlâk ve iman canlılığı
getirdiler. Büyük şehirlerde dergâhlar kurdular. Kasaba ve köylere
varıncaya kadar tekkeler inşa ettirdiler.
3- 13. ve 14. yy’larda Anadolu’nun siyasi yapısı karışıktır. Sağlam bir
devlet otoritesi yoktur. Moğol akınları ile memleket yağmalanıyor,
yakılıp yıkılıyordu. Şehirde, köyde güvenlik kalmamıştı. Mal, mülk
elden zorla alınıyor, ölmek ya da yaşamak tesadüfe bağlı bulunuyordu.
Bu huzursuzluk, insana dünyadan el etek çekmeyi va’z eden ve pırıl
pırıl ilâhi bir alemin kapılarını açan tasavvufa rağbeti sağlamıştır.
Hayatları teminatsız insanlar, tarikatın mânevî havasında veya bazı
şeyhlerin nüfuzu altında huzur arıyorlardı.
Tasavvuf konaklarda, şiir ve sanat neşesi olurken; halk arasında ahlâk
öğütleri şeklinde yayılıyordu. Fakat tasavvufun yayılmasında rehberlik
eden asıl teşkilat “Ahilik”ti. Bektaşilik, Melâmilik, Nakşibendilik,
Bayramilik gibi millî tarikatler hep ahilik teşkilatından çıktı.
Tekke şiirinin Türk Edebiyatında kaynakları 12.yy’da Horasan’da Ahmet
Yesevî’nin hikmetlerinde görülmüştür. Şiir ve fikir tarihimizdeki
yerleri, dil ve edebiyatımızı kurtarmak yolundaki hizmetleri için hiç
bir şeyle kıyas edilmeyecek değerdedir. Tekke şiirinin ilk ve en güzel
örnekleri 13.yy’da görülmektedir. Bu geleneğin büyük şairi olan Yunus
Emre, 13.yy’da yetişmiştir. 13. - 14. ve 15.yy’larda parlak çağını
yaşayan Tekke şiiri, 20.yy’a kadar da eser vermeye devam etmiştir.9
Özellikle Yunus Emre, Anadolu sahasında halk diliyle halka islâm
dininin bütün kurallarıyla anlatan Tekke edebiyatının en büyük
şairidir. Orta Asya’da Ahmet Yesevî ile başlayan Türk Tasavvuf Şiiri,
Türkistan, Horasan ve Anadolu’da en üstün seviyeye Yunus Emre’yle
ulaşmıştır.
14. yüzyılda Anadolu’da Tekke edebiyatı, 13. yüzyıldaki kadar bahtiyar bir devir yaşamamıştır.
O kadar ki bu asırların Tekke şairleri, şiiri Yunus gibi söylemeğe
çalışmakla kalmamış, bazen Yunus’un ya “ Emre”liğini ya da bizzat Yunus
adını unvan olarak kullanmışlardır.



Sayfa 72
1.a Kafiye-Redif

... benden beni a -i / -ü: redif
... gerek seni a -n: yarım kafiye
... dün ü günü a
... gerek seni a

... sevinirim b
... yerinirim b
... avunurum b
... gerek seni a

..öldürür
...daldırır
...doldurur
...seni
dürür,dırır, durur REDİF

...üzem
...düşem
...endişem
...seni
em:TAM KAFİYE

...sohbet gerek
...ahret gerek
...gerek
... seni

gerekker:REDİF
et:TAM KAFİYE


Sayfa 74
6.Siirde ask;atese,denize,zincire benzetilmistir.Askın bunlara
benzetilmesinde ne kadar cileli ve zor bir yol oldugunu anlatmak amacı
vardır.

7.Siirde gecen isimler;Leyla-Mecnun,Hz.Yusuf 'tur.Leyla-Mecnun Allah
askını anlatmak icin kullanılmıstır.Yusuf Peygamber de Kuran'da kıssası
olan güzelligiyle ünlü bir peygamberdir.Yine Allah'ın
güzelligini,askının büyüklügünü vurgulamak icin kullanılmıstır.

8.
-Mutasavvıf bir sairdir.
-Dini-Tasavvufi halk sairidir.
-Siirlerinde sade bir dil kullanmıstır.
-Siirlerinde tasavvufi konuları islemistir.

9. 1. ve 2. dörtlükler icin Yunus Emre'yi en iyi yansıtan dörtlüklerdir

Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin
etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her
alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir
yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi
ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın
yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak
değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri "Şerri" esaslara ve
"Törelere" göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve
kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının
başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler
dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk
tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini
ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu
kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde
güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen
ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve
öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular.
Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından
çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam
kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini
koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat
ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal
ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız
örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı
,

islamiyetin kabulü ile türk toplumunda görülen kültürel değişimleri araştırınız
Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin
etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her
alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir
yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi
ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın
yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak
değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri "Şerri" esaslara ve
"Törelere" göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve
kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının
başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler
dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk
tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini
ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu
kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde
güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen
ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve
öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular.
Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından
çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam
kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini
koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat
ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal
ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız
örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı.



sayfa 73

-m= redif -e=yarım kafiye
-m= redif -d yarım kadiye

1) b 8 li hece ölçücü vardır 4+4=8
tasavvufi bir eserdir
C) bu ialhiyi düz yazı gibi okuyamayız çünkü ahenk bozulur

2 b) yunus emrenin şiiri daha öabuk ezberlenir çünkü ahenk şiirin akılda kalmasını sağlar
umarım yardımcı olabilmişimdir bunların doğruluğundan eminim.
&*uot;şiirin her biriminde neler anlatılmak istenmektedir&*uot;
bu soruyu göremedim uamrım işine yara


Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Bu dörtlükte şair; Allah aşkıyla kendinden geçtiğini ve kendisine
sadece Allah'ın ve sevgisinin gerekli olduğunu, bunun haricinde hiçbir
şeye ihtiyacı olmadığını söylemiş.


Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Varlık veya yokluk kaygısı olmadığını, tek avuntusunun Allah aşkı olduğunu söylemiş.


Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aşık olabilmek için Allah'ı sevmek gerektiğini, aşk denizine ancak bu şekilde dalabileceğini söylüyor.


Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Dünümün ve bugünümün tek endişesi Allah'tır. Onun aşkının sarhoş edici
şarabından içip Mecnun gibi dağlara düşmek istiyorum. Bana yalnızca
Allah aşkı gerekiyor. Başka bir şeye ihtiyacım yok.


S.75 - 76 - 77

-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir
katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.

-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye

eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif

ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
ler:redif

lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
lar:redif

den:redif gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye


-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük

-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.

-Şiirde geçen''şah,abdal,aba,hırka,pos t,aşık,evliya,pır''k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.

-Şiirde geçen ''dara durmak''hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi)
vermeye, asılmaya hazır olma anl***** gelir. Bunlar "Enel Hak diyen"
Hallac-ı Mansur'un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda
etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da
bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve
teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak
terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem
mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan
bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan
odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse
hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında
cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve
durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının
ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır,
başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından
birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk'a yürüyen hak yolcusu için
göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen
addır.

-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek

Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal'ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal'ın Alevi olduğunu
görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece
ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel
bir konu.

-Nefeste Kaygusuz Abdal'ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.


S.77


1- acep derdime derman bulunamamış
sabır ettikçe devamı qelmiyor
2-mum gibi baştan aşğıya yanıyorum
bu yanmanın sebebi yokmu
3-düşmanlar ben ağlıyorum diye gülüyor
şu kafirlerin imanı yokmu
4-gamzenin oku deler yüreğimi
snin gönlünde bana yer yokmu
5-kanımı su gibi toprağa attın
ne zannettin garibin kanı yokmu
6-yüzünün güzelliğiyle gururlanıyorsun
kusurun hiç yokmu
7-seni sevmenin imkanı yokmu.


1.kıt a;çektiğim bu aşk acısının dermanı yokmu?
2.kıt a;benim aşk acısıyla yanmamın bir sonu yokmu?
3.kıt a;düştüğüm bu duruma düşmanım gülmekten vazgeçsin.
4.kıt a;bakışların yüreğimi ****yor.
5.kıt a;ben senin için kanımı akıttım. sen benim için akıtacak kanın olmadıgını sanıyorsun.
6.kıt a;yüzünün güzelliği ile övünüyorsun ama kişiliğin beş para etmez.
7.kıt a;sen bana yüz vermiyorsun ama seni elde etmenin bir yolu yokmu?



Devam...

-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir
katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.

-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük
-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.
-Şiirde geçen''şah,abdal,aba,hırka,pos t,aşık,evliya,pır''k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.
-Şiirde geçen ''dara durmak''hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi)
vermeye, asılmaya hazır olma anl***** gelir. Bunlar "Enel Hak diyen"
Hallac-ı Mansur'un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda
etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da
bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve
teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak
terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem
mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan
bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan
odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse
hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında
cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve
durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının
ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır,
başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından
birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk'a yürüyen hak yolcusu için
göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen
addır.
-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek
-Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal'ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal'ın Alevi olduğunu
görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece
ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel
bir konu.
-Nefeste Kaygusuz Abdal'ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.



KAYGUSUZ ABDAL

Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir.
Dili sadedir
Hece ölçüsü kullanmıştır.
Konusu halkın ilgisini çekebilecek güncel konulardır


*** 78 tablo

benzerlıkler;her ikisindedeaşk konusu işlenir.gazelde ilahi ** mecazi
aşk konuları,ilahide yalnızca aşk konusu işlenir.her ikisindede dini
terimler kullanılır.her ikisininde son bölümünde şairin mahlası
wardır.kafiye ** redif kullanılır.
farklılıklar;
nazım şekli;ilahi halk edebiyatına ait gazel ise divan edebiyatına ait.
nazım birimi;ilahi dörtlük gazel beyit
ölçü;hece ölçüsü gazelde aruz ölçüsü


sayfa 79


6a)
Benzetme= Kan suya benzetilmiş.
Aşık kendini muma benzetiyor.
Eğretileme=acep şol kafirin imanı yok mu
Zıtlık =Ağlamak Gülmek, Dert Derman
Soru Sorma=Son mısralarda soru sormaktadır.
b)
mum=aşık
kafir=maşuk(aşık olunan kişi)
gamze=sevgilinin yan bakışı
peykan=ok
7.soru
aşk acısı,özlem,ümitsizlik,hüzün,ç aresizlik
8.soru
divan edebiyatının ilk temsilcilerindendir
edebi sanatlara yer vermiştir
dili sanatlıdır
tasavvuf etkisi görülmez


S.81


benzerlikler: her ikisinde de hece ölçüsü kullanılmıştır. dinsel konular tabiat ve doğa güzelliği aşk gibi konular işlenmiştir.
farklılıklar:i.ö.nazım birimi dörtlük.i.s.nazım birimi
beyittir.i.ö.yarım kafiye kullanılır.i.s.tam kafiye redif
kullanılır.i.ö.hece ölçüsüyle yazılır.i.s.aruz ölçüsüyle yazlır.i.ö.dil
sadedir türkçedir.i.s.arapça ve farsça kelimeler kullanılır.sanatlı bir
dil kullanılır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://vatantr.yetkin-forum.com
S€D@T
Yönetici
Yönetici
S€D@T


Mesaj Sayısı : 317
Zodyak Kova
çin astrolojisi Yavru Köpek
Doğum tarihi : 22/01/96
Kayıt tarihi : 13/04/09
Yaş : 28
Nerden : İstanbul

Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Empty
MesajKonu: Geri: Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar !   Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Icon_minitimePaz 20 Ara. 2009, 18:10

S.80
"Vesîletü'n - Necât" adlı mevleyi günümüz türkçesi

Allah ın adını zikr e****m ilk önce
her işte vacip olur insanlara

Her kim her zaman Allah adını söylerse
her işinin iyi olmasını sağlar(AllAH)

Her işşin önü allah adıyla başlarsda
herkesin sonu iyi olur

her nefeste Allah adını de
her iş ALLLAH adı ile olur

güzelce bir kez Allah denirse
bütün günahlar dökülür

temiz olverir adını söyleyen
her muradı olur Allah diyen

aşk ile gel Allah diyelim
ağlayarak ah e****m

bakarsın rahmet kılar
o kerimdir rahimdir ..

birdir o birliğine söz yooktur
gerçi yanlış söyleyenler doktur

kimse yok iken o vardı
herkesten güçlü idi....


S.81

benzerlikler

Her ikisinde de hece ölçüsü kullanılmıştır (Halk edebiyatı
mahsüllerinde). Dinsel konular, tabiat ve doğa güzelliği, aşk gibi
konular işlenmiştir. Şiir türleri yapı bakımından benzemektedir (birim
değeri, ölçü, kafiye). Bu benzerlikler halk edebiyatında vardır.

farklılıklar

İ.Ö. dörtlük, İ.S. özellikle Divan edebiyatında beyit ön
plandadır. İ.Ö. yarım kafiye daha ağırlıklı idi, İ.S. tam kafiye ve
redifler ön plandadır. İ.Ö. hece ölçüsü kullanılırdı, İ.S. ağırlıklı
olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır. İ.Ö. tema olarak dinsel konular da
işlenmesine rağmen İslami bir inanç olmadığı için dinsel konular İ.S.
Türk edebiyatındaki kadar ağırlıkta değildir. İ.Ö. Öztürkçe
kullanılırken, İ.S. özellikle Arapça ve Farsça kelimelerin çokça
dilimize girdiği görülmektedir. İ.Ö. yazılan şiirler anlaşılması kolay,
duru bir Türkçe ile yazılmıştır. İ.S. özellikle divan edebiyatında çok
sanatlı bir dil kullanılmıştır


S.83 Tablo
vahdet-i vücüd=varlık tektir....
insan-ı kamil=nefis........
fenafillah=nefsin aruzlarından...
masiva=allah dışında..
2=e
3=d
4=d,d,d,y
5=c
6=insan-ı kamil , tekke dergah , ilahi aşk , mürit derviş
7=tekke dergah , allah, ilahi aşk şarabı sunan mürşit , nefsiöldürmek için yapılan zühd terbiye
8=e

S.84 1 etkinlik
deniz kenarına oturmuş dalgaların kıyıya vuruşunu
seyrediyorum.Uzaktan büyük gibi görünen dalgalar köpük köpük noktalıyor
yolculuğunu.Tepemde güneş batmaya can atıyormuş gibi karşıma
geçiveriyor hızla.Parlaklığı kızıla bırakıyor büyük bir ihtişamla.Artık
denizde mavi değil,sereserpe teslim ediyor kendinin güneşe .Dalgaları
değil artık yakamozları seyrediyorum bir yaz günü günbatımında


S.86

1.a.simbatın harap bir kaleyi tamir ettirip yerleşmesi,müslümanların
dehşet saçmaya başlaması,seyitin yola çıkması,kaleyi dolaşıp gördüğü su
****ğinden içeri girmesi anlatılıyor
2.ETKİNLİK

a. battalname ile ilgili olan 8yy.da olusturuluyor fakat 15.yy da
yazIya geciyor temasI battal gazinin kahamanlIgI ..... birde battalname
metninden sunlar anlasIlIyor gaza ve cihat anlayIsI tarIm ve
hayvancIlIkla ugrasIdIgI ve battal gazinin bir tImarlI sipahi
olabilicegi

b.Silah yerine kılıç kullanıldığı,kaleler olduğu,cihat ve gaza anlayışı
2.Tarkan ve Cüneyt Arkın filmleri

3-soru

Metnin yapısını oluşturan öğeler:
olay örgüsü,
kişiler,
zaman,
mekan
*Metnin yapısını oluşturan öğeler arasındaki ilişki:
_Metnin yapısını oluşturan öğeler arasında organik bir bağ
vardır.Yaşanan olay belli bir zamanda, belli bir mekanda kahramanlar
arasında yaşanır.
Metne bir bütünlük kazandıran olay örgüsünün meydana gelmesini sağlayan yönde budur.

S.87
BATTAL GAZİ DESTANINDAKİ KAHRAMANLARIN TİP ÇÖZÜMLEMESİ TABLOSU
1.a.karakter b.tip c.tip
2.a.dinamik b.duragan c.duragan
3.a.tümü b.tümü c.tümü
4.a.olumlu b.olumsuz c.olumlu
5.a.evet b. evet c.hayr
6.a.var b.yok c.var
7.a.evet b.evet c.evet
8.a.hayır b.evet c.evet

S.88


5.Mekanın ve zamanın anlatıldığı cümleler
Mekan:Seyit yürüdü ///kaleyi/// dolaştı.Mekan kale oluyor.
Simbat ///saraya/// geldi.
Seyit dahi sarnıça düştü.
Zaman:Yatsı vaktiydi erteye değin........
Alem düşmanlardan boşalınca..........
Mekanın ve zamanın anlatımı
Mekan:Mekanlar sadece adları söylemektedir.Tasviri yapılmamaktadır.
Zaman:Kesin bir zaman ifade edilmemektedir.
6.a.Metinde olaylar ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.
b.Kişiden kişiye değiştiği için ***ı sana bırakıyorum.
7.Tasvirler:Sevindiğinden///ağlaya ağlaya///evine geldi.
Seyit///karanlıkça///bir yerde kaldı.
Tasvirlerin işlevleri:Tasvirlerin amacı anlatılanların okuyucunun
zihninde canlanmasıdır.Bunlar verilemezse anlatımda akıcılık olmaz.
8.Günümüz türkçesine benzeyen bazı sözcükler vardır.Ancak bunlar ses
değişikliklerine uğramışlardır.Mesela üç yirden kolanın berkitti diyor
üç yerden sıkılaştırdı olacak.


SAYFA 93 3. ETKİNLİK


Anadolu’nun fethini ve bu fethin kahramanlarını anlatan, 12.
yüzyılda sözlü olarak şekillenen 13. yüzyılda yazıya geçirilen İslâmî
Türk destanlarından biridir. Danişmend-nâme'de anlatılan olayların
tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri
olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek adlarıyla anılmasından
dolayı uzun süre tarih kitabı olarak görülmüştür


DELİ DUMBUL

*İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.
*Hikayede olaylar nesir,kahramanların duygu ve düşünceleri nazım ve nesirle dile getirilmiştir
*Arı bir dil kulanılmış,olağanüstü olaylara yer verilmiştir
*tasvirlere başvurulmuştur.

¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨
(sayfa 93)
¨¨¨¨¨¨¨
b)teması:
aile olmanın değeri
¨¨¨¨¨¨¨¨
2. Etkinlik a)adil bir yapı yok,islamiyet inancının yoğun bir şekilde olmasına rağmen farklı dinler görülüyor
2)tema evrenseldir
3)metnin yapısını oluşturan ögeler
*olay örgüsü
*kişiler
*zaman
*mekan
*ve dil anlatım(olay çevresinde oluşan metinlerde dil anlatıma da dikkat edilir)


SAYFA 93 TEKİ OLAY ÖRGÜSÜ SIRASI
12-2-4-10-5-7-13-3-9-11-1-6-8

KARAKTER Çözümleme tablosu

(sırasıyla 1,2,3,4,5)

...............**** dumbul........;........anne baba ............;.......... eş

1.........: **** ,zorba ,çıkarcı;......canları kıymetli,bencil ; fedakar,eşini
.............................. ............... insanlar....................;b iri

2)........:dinamik............ ...........durağan ................... ;durağan

3)........:Allah ın varlığını ve ; metinde zaten pasif karakterler(anne baba
birliğini kabul etmemesi .............................. .........ve eş)
yaptığı köprüden geçendende
geçmeyenden de para alması

4).......)sosyal ortam **** dumbulu etkilemiş.çünkü yaşadığımız devirde
onun yaptığı davranışlara pek de rastlanılmamış.diğer karakterleri ise
sosysal ortam etkilememiştir.
5).........:karakterlerden **** dumbul gibi bir kişi toplumumuzda
olamaz.anne baba için;her anne baba evladı için canını vermeye
hazırdır.eş içinse;toplumumuzda kadın eşi için canını vermeye
hazırdır.o vermese bile erkek söke söke alır.


c. öğüt vermez tebrik ederdim
ç. idam ettirirdim

6.a dede korkut , ilahi bakış açısıyla yazılmıştır
b. metin gayet güzel ben olsam birde sonuna şunu eklerdim **** dumrul artık Allah ' a bağlı inançlı bir insan oldu derdim.

7.a
kara dağlar
soğuk soğuk sularım
tavla tavla koç atlarım
penceresi altın otağım
katar katar develerim
beyaz koyunum

b. tasvirler çıkartıldığında cümleler çok basit oluyor


sosyal Ortam ve çevre bu karakterleri nasıl etkilemiştir:
**** dumrul:Olumlu
anne-baba:Olumlu
eş:Olumlu
bu karakterlerin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmıdır:
****dumrul:vardır
anne-baba:yok
eş:var


96.sayfa 8. SORU

sırasıyla altı çizili kelimeler; niçin,ederdi,benden,var mıdır,
benimle,bahadırlığım,yiğitliği m,meğer,konmuştu,yah
şi,emriyle,yetti,kavga,hanım,b ey,kanatlı.

ses özellikleri
-cümleler kısadır
-dil sadedir
-alti çizili kelimeler ses değişimine uğramıştır
-ses düşmesi vardır





DANİŞMENDNAME
1.a.1.Melik danışment bir gece rüya görür.
2.Rüyadan kısa bir süre sonra bir elçi kağan tiginin mektubunu getirir.
3.Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati otağa gelir.
4.Yirmibin askerle tokata gidilir.
5.Tokat yakınlarında düşmanla savaşılır.
6.Melik danışment düşman beylerini dine davet eder.
7.O gece yine bir rüya görür.
8.Rüyasında kendisine verilen dua ile gümenek ırmağının suyunu keser.
9.O gece yine rüya görür.
10.Melik danışment cincike ovasında konaklar.
11.Melik danışmentin kahramanlıkları anlatılır.
b.Battalnamede olduğu gibi kahramanlık teması dönemin sosyal özellikleriyle paralellik göstermektedir.
2.İnsanların y8aşadıkları haksızlıklardan kurtulmak için her dönemde
kurtarıcı beklemeleri buna sebeptir.Kahramanlık temasının her dönemde
sıkça işlenmesi onun evrensel bir tema olduğunu göstermiştir.
3.Özgün metinde kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı sözüklerin ise
günümüze gelene kadar bazı değişikliklere uğradığı görülmektedir.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;olay örgüsü,kişiler,zaman,mekan
Metnin yapısını oluşturan ögeler;Tüm bu ögeler temayı iletmede birer araçtır.
5.Mekan;Tokat,Gümenek ırmağı,Ankara,Samsun,Kale
Zaman;Sabah vakti,akşam vakti......
Mekanın ve zamanın anlatımı;Bu metinde mekanların sadece adları kullanılmıştır.Ayrıntıları verilmemiştir.
Zaman;Kesin bir zaman ifadesi bu metindede yoktur.
6.Tasvir cümleleri;///yüksek dağlara///çıktılar.tasvir cümlesi yüksek dağlar.
Tasvirlerin metindeki işlevi;Tasvirler anlatılanları zihinde daha
belirgin canlandırmak için kullanılmıştır.Fakat ayrıntılara girilmediği
dikkati çekmektedir.
7.Hikayede herşeyi bilen bir anlatım vardır.İlahi bikış açısıyla yazılmıştır.
8.İkiside hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardır.
9.a.Tip nasıl bir insandır;hayatını insanlara adamış korkusuz yiğit bir insandır.
Tip durağanmıdır,dinamikmidir;Dina miktir.
Hikayenin hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden
oldu;Hikayedeki bütün olaylar onun etrafında geliştiği için dinamiktir.
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir;Halkın zulüm görmesi onun kahramanlık yönünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu tipin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmı;Vardır.Günümüzde toplum yapısısnın değişmesi ndeniyle farklılıklar vardır.
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi varmı;Olaylar onun etrafında geliştiği için diğer tipler üzerinde etkisi vardır.
Tip kendi kişiliğinin farkındamı;farkında
Sizce gerçek hayatta bu hikayedeki tip gibi davranan biri
olabilirmi;gerçek hayatta kendini halkına adayan kişilere rastlanabilir
fakat bu hikayede olduğu gibi olağanüstü özellikler göstermez.
b.Seyit battal Abdurrahmani tokati,Süleyman bin numan
Mekanın ve zamanın anlatıldığı cümleler. Mekan:Köprü,Rum,Şam,ev
Zaman:Yüzkırk yıl,bugün,demin,şimdi,dokuz ay,on ay,
Mekanın ve zamanın anlatımı. MEkan:Mekanların sadece isimleri söylenmkte,tasvirleri yapılmamakta.
Zaman:arkadaşlar siz yukardaki zamanlara bi bakın bence kesin zaman ifade ediliyor.


S.102
1.a.1.Melik danışment bir gece rüya görür.
2.Rüyadan kısa bir süre sonra bir elçi kağan tiginin mektubunu getirir.
3.Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati otağa gelir.
4.Yirmibin askerle tokata gidilir.
5.Tokat yakınlarında düşmanla savaşılır.
6.Melik danışment düşman beylerini dine davet eder.
7.O gece yine bir rüya görür.
8.Rüyasında kendisine verilen dua ile gümenek ırmağının suyunu keser.
9.O gece yine rüya görür.
10.Melik danışment cincike ovasında konaklar.
11.Melik danışmentin kahramanlıkları anlatılır.
b.Battalnamede olduğu gibi kahramanlık teması dönemin sosyal özellikleriyle paralellik göstermektedir.
2.İnsanların y8aşadıkları haksızlıklardan kurtulmak için her dönemde
kurtarıcı beklemeleri buna sebeptir.Kahramanlık temasının her dönemde
sıkça işlenmesi onun evrensel bir tema olduğunu göstermiştir.
3.Özgün metinde kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı sözüklerin ise
günümüze gelene kadar bazı değişikliklere uğradığı görülmektedir.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;olay örgüsü,kişiler,zaman,mekan
Metnin yapısını oluşturan ögeler;Tüm bu ögeler temayı iletmede birer araçtır.
5.Mekan;Tokat,Gümenek ırmağı,Ankara,Samsun,Kale
Zaman;Sabah vakti,akşam vakti......
Mekanın ve zamanın anlatımı;Bu metinde mekanların sadece adları kullanılmıştır.Ayrıntıları verilmemiştir.
Zaman;Kesin bir zaman ifadesi bu metindede yoktur.
6.Tasvir cümleleri;///yüksek dağlara///çıktılar.tasvir cümlesi yüksek dağlar.
Tasvirlerin metindeki işlevi;Tasvirler anlatılanları zihinde daha
belirgin canlandırmak için kullanılmıştır.Fakat ayrıntılara girilmediği
dikkati çekmektedir.
7.Hikayede herşeyi bilen bir anlatım vardır.İlahi bikış açısıyla yazılmıştır.
8.İkiside hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardır.
9.a.Tip nasıl bir insandır;hayatını insanlara adamış korkusuz yiğit bir insandır.
Tip durağanmıdır,dinamikmidir;Dina miktir.
Hikayenin hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden
oldu;Hikayedeki bütün olaylar onun etrafında geliştiği için dinamiktir.
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir;Halkın zulüm görmesi onun kahramanlık yönünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu tipin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmı;Vardır.Günümüzde toplum yapısısnın değişmesi ndeniyle farklılıklar vardır.
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi varmı;Olaylar onun etrafında geliştiği için diğer tipler üzerinde etkisi vardır.
Tip kendi kişiliğinin farkındamı;farkında
Sizce gerçek hayatta bu hikayedeki tip gibi davranan biri
olabilirmi;gerçek hayatta kendini halkına adayan kişilere rastlanabilir
fakat bu hikayede olduğu gibi olağanüstü özellikler göstermez.
b.Seyit battal Abdurrahmani tokati,Süleyman bin numan


103 de 6-7 ve 8. sorular
6) Tasvir Cümlesi: Yüksek dağlara çıktılar.
Tasvirlerin Metindeki İşlevleri: Tasvirler metinde anlatılanları
zihinde daha belirgin canlandırmak için kullanılmıştır. Fakat
ayrıntıları verilmediği için dikkat çekmiyorlar.

7) Metinde herşeyi bilen bir anlatım vardır. İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.

Gözlük İkisi de hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardı
r.

SAYFA 104
DANİŞMEND GAZİ
TİP NASIL BİR İNSANDIR?
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır.
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ?
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir.(dinamik)
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU?
hikayenin bütün kısmı
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE.....
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir.
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL.........
çağın gereklerinden dolayı fark vardır.
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ.........
ana kahraman olduğu için vardır.
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR........
farkındadır.yaptıkları bunun göstergesidir.
SİZCE GERÇEK HAYATTAA...........
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle karşılaşmak mümkün değildir.


S.107
1.Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması
2.Cemşidin bu kızın anadoluda olduğunu öğrenmesi ve önce çine oradan anadoluya geçmesi
b.Bu olaylar hayal gücünün ürünü olduğu için yaşanamaz.
c.Cemşidin rüyası
5.etkinlik:
a.Yazıya geçirildiği dönem ile tema arasında bir bağ yoktur.Bu durum temanın iran edb.alınmasından kaynaklanır.
b.Kişiden kişiye değişir.
3.Aşk teması çok sık işlendiği için evrenseldir diyebiliriz.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;Olay örgüsü,mekan,zaman,kişiler
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişkiler;Ögeler metnin temasını vermede birer araçtır.
5.Kişiler;Cemşi,Hurşid,Kayser
Kişilerin özelikleri;Çin hükümdarının oğlusur.Zorlu yollardan geçip Hurşid için mücadele veren kahramandır.
Hurşid;Cemşidin rüyasında görüp aşık olduğu kız.
Kayser;Hurşidin babası
Kişilerin işlevi;Cemşid;Mesnevinin baş kahramanı
Hurşid;Baş kahraman
Kayser;Yardımcı kahraman.
b.Değişen hayat şartları nedeniyle etkisi yoktur.
6.Cemşid için derdinin dermanı yoktur onu nasıl anlatayım.
7.Kayser///sarayına///gelince mekanların sadece adı verilmiştir.Belirsiz bir zaman anlayışı vardır.
8.Hindistandan çıkıp çine geldi.
9.Kahramanların mekanın ve zamanın ayrıntılı tasvirleri yapıldı.Metnin tamamı nesir şeklinde olurdu.
10.Günümüze gelinceye kadar bazı söz değişiklikleri oluşur.
bazı yabancı sözlü kelimeler kullanılmıştır.
11.Sade bir dil kullanmıştır.
Klasik türk edb.şairidir.


S.110

battalname
anlatım öz(nesir)
dil öz(sade)
kahraman öz(kahraman,cesur)

danişmendname
anlatım öz(nesir)
dil öz(sade)
kahraman öz(kahraman)

dede korkut
anlt.öz(nazım ve nesir)
dil öz(sade)
kahraman öz(cesur)

cemşid ü hurşit
anlatım özelliği(nazım)
dil öz(ağır)
kahrama öz(kahraman ve aşık)

S.111

1-E
2-E
3-E
6.)Yanlış
Doğru
Yanlış
Doğru


s.113
hazırlık
1.ayağını yoganına göre uzat: harcamaların maddi güce göre yapılması gerekir.
işleyen demir pas tutmaz: çalışan insan körelmez.
kişi ne yaparsa kendine yapar:iyilik yapan iyilik bulur.
damlaya damlaya göl olur: küçük birikimler zamanla çoğalır

2.soru
baklava

Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!



s.115
2. hacı bektaş-ı veli,eserini döneminin tasavvuf
ve hayat anlayışını, ilahi aşkı ve bu aşkın verdiği coşkuyu, İslam
inancının kaynaklarını öğretmek amacıyla yazmışyır.
3.cümleler kısa ve açıktır
esrde kullanılan dil, son derece anlaşılır ve sade bir dildir


1.üstteki paralel çizgiler; akıl,utanma-haya,ilim,iman
alttaki paralel çizgiler;öfke,aç gözlülük,haset,şüphe
Ana düşünce;İman rahmani,şüphe şeytanidir.
2.Dönemin tasavvuf ve hayat anlayışını ilahi aşkı ve bu aşkın verdiği
coşkuyu,islam inancının kaynaklarını öğretmek amacıyla yazmıştır.
3.Makalatın Özellikleri:
Eserde sade,anlaşılır bir dil ve kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı
sözcüklerin günümüze gelinceye kadar bazı ses değişikliklerine
uğradıkları görülmektedir.

sayfa 116

4.13. ve 14. yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir)
*mensur metinler(düz yazı)
5.Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur.


Manıku tayr eserinin anlamı
mantıku't tayr : kuşların konuşması
menzil:1.yollardaki konak yeri 2.ev 3.bir günlük yol,konak 4.mesafe
zer-nigar:altınla işlenmiş yaldızlı
şah-var:1.şaha ve hükümdara yakışacak surette 2.iri ve iyi cins inci
mah-ruy:ay yüzlü,yüzü ay gibi olan,güzel
rumuz:işaretler,manası gizli olan sözler
sayru:hasta

ŞİİR ANLAMI
YOLA NE KONAK ÇIKTI NE NİŞAN
HER KUŞUN YÜREĞİNDEN BİR FERYAT ÇIKTI

YEDİ YIL BÜLBÜL GİBİ UÇTULAR
BİRAZ OLSUN GÜLEREK GİTMEDİLER.

BİRİ YALDIZLI BİR SARAY GÖRDÜ
ŞAHLARA YAKIŞIR ŞEKİLDE İNİVERDİ

BİRİ BİR AY YÜZLÜ GÖRDÜ
YOLUNU ONA DAYADI VE ONU İSTEDİ

BİRİNİ BİR DAĞ BAŞINDA KURT YEDİ
BİRİ BEN GERİ DÖNECEĞİM DEDİ

BAZILARI HASTA OLDU KALDI
BAZILARIDA HİÇ İLERİYE GİDEMEDİ

100.000ER YOLDA CAN VERDİ VE
KİMSE BU SIRRIN NE OLDUĞUNU BİLEMEDİ.....


sayfa 117

üstteki paralel çizgiler

ilki;nasrettin hoca
ikincisi;cenazesinin
üçüncüsü;vefasızlığını görünce

alttaki paralel çizgiler(sondan başa doğru yazılcak)
üçüncüsü;gelip kendi haber verir.
ikincisi;kaldıracağını düşünür.
ilki;bir gün ölür.

ANADÜŞÜNCE;kendi işini kendin gör.

7.soru
nasrettin hoca fıkraları yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa anlatılarak
günümüze kadar ulaşmıştır.Bu nedenle nasrettin hoca fıkraları "sözlü
gelenek"e bağlı kalınarak oluşturulmuştur.


S.119


a.KONULARI BAKIMINDAN ÖĞRETİCİ METİNLER
*Tıp metinleri * dini metinler * İslam menkıbeleri * öğüt ve bilgi verici metinler
b.Sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.Cümleler kısa ve açıktır.Bu
dönem öğretici metinleri din tasavvuf tıp ve tabiat konularında
yazılmıştır.Bu yüzyılda yazılan öğretici metinler aydınlatıcı ve yol
gösterici metinlerdir.

**ÇME DEĞERLENDİRME
1.a
2.T A S A V V U F
3.e
4.Makalat adlı eseri...Hacı Bektaş Veli...yazmıştır.
14.yy öğretici metinleri anlatım biçimleri bakımından...manzum..ve...mens ur...olmak üzere iki gruba ayrılır.
5.D,Y,D,D,Y,D,Y


S.120
120 deki 5.sorunun cevabı şöyle olcak
d d d d y d y
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://vatantr.yetkin-forum.com
S€D@T
Yönetici
Yönetici
S€D@T


Mesaj Sayısı : 317
Zodyak Kova
çin astrolojisi Yavru Köpek
Doğum tarihi : 22/01/96
Kayıt tarihi : 13/04/09
Yaş : 28
Nerden : İstanbul

Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Empty
MesajKonu: Geri: Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar !   Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Icon_minitimePaz 20 Ara. 2009, 18:11

S.120 Etkinlikller
etkınlık5
d
y
d
d
d
d
y
1.etkınlık;ask temasının işlendıgı gunumuz sıırlerınden ornekkk;
baslık_ASK SARKISI;
bır sen bır ben sevgılım bırde bu bahar...
neyleyım sen guzelsın bende genclık var
olum gıbı mukadder bır yol kı bu ask ,
ucu ta leyle ılle mecnuna cıkar...


Hayatı 1526 yılında İstanbul'da doğduğu tahmin edilmektedir kesin bir
tarihi yoktur. Bâki'nin asıl ismi Mahmud Abdülbâki'dir[1]. Aslında
fakir bir ailenin çocuğu idi, babası müezzinevet Çocukluğunda saraç
çıraklığı yapmıştır. Eğitime, ilme olan büyük tutkusu fark edilmeye
başlanınca ailesi medreseye devam etmesine izin vermiştir; zira
başlarda medreseye kaçak, ailesinden gizli gitmekteydi. Gayretleri ile
iyi bir eğitim görmüş, dönemin ünlü müderrislerinden ders almıştır.
Eğitimi boyunca şiire olan ilgisi giderek artmış ve güçlü kaleminin ünü
de yavaşça yayılmaya başlamıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli
medreselerde müderrislik yapmıştır. Hayatı boyunca çeşitli dönemlerde
kadılık²,kazaskerlik[1] gibi makamlarda devlet hizmetinde bulunmuş,
yaşlılığında Şeyhülislam olmak istese de bu göreve getirilmemiştir[2].
1600 yılında, İstanbul'da vefat etti. 16. yüzyılda şairler sultanı
olarak anılan şairimizdir.

→(2)KADILIK:Günümüz mahkemelerindeki hakim sözcüğüne o dönemde karşılık gelen kelimedir


Çalışmaları [değiştir]Bâki Osmanlı'nın en güçlü devirlerinden
birinde yaşamıştır, bu da pekâla onun şiirlerine ve şiirlerinde
kullandığı temalara yansımıştır. Aşk, yaşamanın zevki ve doğa
şiirlerinin başlıca konularıdır. Her ne kadar şiirlerinde tasavvuf
etkisi veya tema olarak tasavvuf bulunmasa da, tasavvufta da özel bir
mahiyeti olan aşk mefhumunu sık sık konu alması itibariyle, dîvânı
mutasavvıflar tarafından çok sevilir. Tekniği güçlüdür, şiirlerinde
yakaladığı ahenk ve akıcılık fark yaratır. Dil kullanımında çok
yeteneklidir. Şiirlerinin oluşturduğu tını, musiki de şiirlerinin
farklı bir özelliğidir. Türk, Divan şiirinin dönemin ünlü akımları ve
eserleri seviyesine ulaşmasında çok büyük katkısı olmuştur.
Eserlerinden biri de Kanunî Sultan Süleyman'ın vefatı üzerine yazdığı
"Mersiye-i Hazret-i Süleyman Han" isimli mersiyedir. Bu mersiye hem
teknik olarak güçlü yapısı hem de ahengi ve dönemin ruhunu, özellikle
edebiyat tarzını, güzel bir şekilde ifade ettiği için en ünlü
mersiyelerden birisi olmuştur. Şiirlerinde İstanbul Türkçesini
başarıyla kullanmıştır.Ahenk ve musukiye önem vermiş;söz seçiminde
titiz davranmıştır.Genellikle din dışı konuları işlemiştir.


Başlıca eserleri [değiştir]Dîvân-(4508 beyitlik, en önemli eseri)
Fazâ'ilü'l-Cihad
Fazâil'i-Mekke
Hadîs-i Erbain Tercümesi
Kanuni Mersiyesi

Eserlerinden Örnek [değiştir]"Yârdan cevr ü cefâ lûtf u kerem gibi gelür
Gayrdan mihr ü vefâ derd ü elem gibi gelür


Firkat-ı yâr katı zâr u zebun itdi beni
Döymeyem mihnet-i hicrâna ölem gibi gelür


Uydurup leşker-i uşşâkını ol şâh-ı cihân
Nâz ile salını salını alem gibi gelür


Dil-i pür-hûn elem-i aşkun ile cûş i****
Çeşme-i çeşmün akan suları dem gibi gelür


Bâkıyâ hangi gönül şehrine gelse şeh-i aşk
Bile endûh u belâ hayl ü haşem gibi gelür"


S.122
Gazelde geçen musikar anlamı

Musikar
GERÇEK ANLAMI:efsanevi kuş
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Musikar efsanevi bir kuştur.
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Öyle güzel sesi vardı ki Musikar'ı andırdı.

S.123

birim değeri;beyit
birim sayısı;5
birimlerde anlatılanlar,
1.şair sevgilinin yüzünü açmasını ve yürümesini bahçedeki varlıkların bunu görmesini istemiştir
2.bu beyitte ise,şair aşk aşka sevgilinin aşkından düştüğünü ve amansız bir dert olduğunu anlatmıştır
3.sevgilinin aşkınkından perişan olduğunu anlatmıştır
4.duyduğu aşktan dolayı kaburga kemiklerinin bile sayılabileceğini ve bu ahliyle musikara benzediğini
5.güzellere acımasız şefkatli değilller demenin yanlış olduğunu vurgulamktadır
TEMA;aşktır
ç.beyitlerin yerlerini değiştirdiğimizde anlamda bi değişiklik meyadana gelmez çünkü beyitler kendi arasında uyumludur.
d.yaşanması mümkün değildir çünkü hayali unsurlar vardır.
egazel nazım şeklinin özelliklerini yazcaksınız bunu bulabilirsiniz
f ikisininde nazım şekli gazel nazım birimi beyit temaları aşk ölçü aruzdur

S.124 2.soru
ses benzerlikleri var ahengi sağlayan unsurlar var

125
4.soru

gül ve nesrin sevgilinin yanagı
servi ve sanavber;sevgilinin yürüyüşü
gülnar; rengi ve şekli dolasıyla aşığın vücudunaki yaralar

S.126 8.Soru
Bakinin gazeli yapı bakımından divan şiir geleneği
yansıtmaktadır.Anlatımdaki sanatlı ve manzumlara dayalı ifadelerin yanı
sıra ahenk bakımından da çok güçlü olan gazelde aşk teması
işlenmiştir.şair aşk temasını aşık ve verfasız sevgili etrafında
işlemiştir.temanın işlenmesinde manzumların yanı sıra şairin hayal
gücünün de etkisi vardır.
sayfa 128'deki 27. ve 28. beyitlerdeki söz sanatları
27.beyit
Sensen ol bahr-ı keramet kim şeb-i Mirac’da
Şebnem-i feyzün yetürmiş sabit ü seyyara su

Söz Sanatları:
Tenasüp: Bahr, su, feyz, şebnem kelimeleri arasında yapılmıştır. Bunlar su ile ilgili kelimelerdir.
Teşbih-i Beliğ: Hz. Peygamber’in keramet denizine benzetilmesi (Bahr-ı keramet)
Tezat: Bahr ve şebnem kelimeleri arasında

28.beyit
Çeşme-i hurşidden her dem zülal-i feyz iner
Hacet olsa merkadün tecdid iden mimara su

Söz Sanatları:
Tenasüp: Mimar, merkad, tecdid, zülal ve çeşme kelimeleri arasında
Teşbih: Güneş çeşmeye benzetilmiş. Güneş ışıkları zülale benzetilmiş.

sayfa 129 16.beyitte söz sanatı
16. Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed'in, yoluna girmiştir.

Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed'e uyan, onun yolunda giden
mümin arasında bir münasebet buluyor. Temizlik dolayısıyle İslâmiyet
suya büyük önem verir. Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür. Suyun
vasıflarından biri berrak oluşudur. İyi mümin de öyledir. Onun gönlü de
su gibi aydınlık, herkese açıktır.kinaye sanatı vardır


S.130 4.sorunun ***ı;

Ahmeti muhtar,Habiballah,Harelbeşer,M iraç sözcükleri.

S.130 4 ve 5. etkinlikler
edebiyattı demi
1.etkinlik
ç.kasidede her beyit anlam bakımından birbirinden bağımsız ** her beyit
kendi içinde bir bütündür kasidede beyitler arasında ses ilişkisi su
sözcüğüyle sağlanmıştır.
d.
şairin kişisel duyarlılığını ve hayal gücünü en iyi ifade eden beyit şudur
'dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
kuze eylen topragum sunun anunla yara su'
Bu beyitte şair , sevgilinin elini öpebilmek için ölmeyi ** mezarının
toprağından yapılan testi ile sewgiliye su **rilmesini istiyor .böylece
sewgilinin elini öpebildiğini hayal ediyor.
e.
kasidenin özellikleri şunlardır;
-devlet ve din büyüklerini övmek için yazılır
-beyit sayısı 31-99 arasındadr
-kafiyelenişi aa,ba,ca,da dır
-kasidenin ilk beyitine malta,son beyitine makta, şairin mahlasının
geçtiği beyite taç beyit , en güzel beyte ise beyt'ül-kasid denir
-kaside.nesib,ginizgah,methiye, fahriye ve dua olmak üzere beş bölümden oluşur

sayfa 130 5. etkinlik 5. soru

aruz ölçüsünün kullanılması, kaside nazım şeklinin
kullanılması, sanatlı bir söyleyiş olması, arapça ve farsça kelimelerin
kullanılması

sayfa 131

6. HİSSETTİKLERİM
samimiyet
sevgi
özlem
arzu
heyecan

7.FUZULİ
divan şiirinin en güçlü şairlerindendir.
şiir tekniği çok güçlüdür.
şiirlerinde tasavvufi konuları ele almıştır.
şiirlerinde azeri türkçesinin özellikleri görülür.


Sayfa 133

BİRİMLERDE ANLATILARLAR
Şiirin teması: Aşk
1.Şair, aşıkların ayrılık acısına sabredemeyeceğini anlatıyor.
Birim Değeri: Dörtlük - Birim Sayısı: Bir
2.İlahi aşk
3.Dilek (dua)
4.Aşk

ç)1.Rubai: Ayrılık - Aşk
2.Rubai: Aşk Ateşi - İlahi Aşk
3.Rubai: Duam - Dilek
4.Rubai: Sevgili - Aşk

d)Gerçek hayatla ilişkilendirilebilir. Aşk ve aşkın halleri ile dua insan hayatında yer bulabilen durumlardır.

e)Rubai nazım şeklinin özellikleri:
-Nazım birimi dörtlüktür.
-Tek dörtlükten oluşur.
-aaxa şeklinde kafiyelenir.
-Özel bir vezinle yazılırlar.
-Yoğun bir fikir örgüsü vardır, bu da ahengin sağlanmasını zorlaştırır.
-Tasavvuf, felsefe, dünya görüşü gibi pek çok konuda yazılırlar.
-Asıl söylenmek istenen 3. ya da 4. dizede söylenir.

2)1.Rubai
söyler imiş: redif
-an: tam kafiye

2.Rubai
ûr: tam kafiye

3.Rubai
-dan sakla: redif
â: yarım kafiye

4.Rubai
dime ana: redif
-z: yarım kafiye

3)"vâdi" ve "sanem" sözcükleridir.
Vadi: Ihlara Vadisi'ne düzenlenen geziye katıldık.
Şiir vadisinde o da kalem oynatmıştı.

sanem: Puta tapınma ilkel kabilelerde de görülmektedir.
Put kadar güzel bir insanmış, dedi.

4)1. Rubai: dil (gönül), bir insan gibi düşünülmüştür. Kişileştirme sanatı vardır.

2.Rubai
dil-i bi-karar: teşhis
fevvare-i nur: teşbih
ateş-i aşk: teşbih

3.Rubai
Ya Rab: nida (seslenme)
reh-i vadi-i rubai: teşbih
ta'n-ı har-ı nadan-ı dü-pa: teşbih

4.Rubai
sanema: nida
sanem: istiare

5)Nazım şekli, nazım birimi, mazmun ve sanatlar divan şiiri geleneğine aittir.


Sayfa135
BİRİMLERDE ANLATILANLAR
Şair, sevgilisine seslenerek neşelenmek için Sadabad'a davet etmektedir.
Şair, Sadabad'da eğlenmek amacıyla neler yapacaklarını anlatmaktadır.
Şair, Sadabad'da eğlenmekten, Kasr-ı Cihan'ı seyretmekten bahsetmektedir.
Şair, sevgilisini yine Sadabad'a davet ederek eğlenmeyi teklif etmektedir.

Birim Değeri: Bent - Birim Sayısı: Dört - Şiirin Teması: Kadın (sevgili)

c)Farklılaşma olmaz. "Kadın" teması etrafında oluşturan birimlerdeki
anlam aynı birimde başlayıp aynı birimde bitmektedir. Bu durum anlam
bakımından bir farklılaşma olmasını engeller.

2)Şarkı, Lale Devri'nin ünlü şairi Nedim'e aittir. Lale Devri, lale
bahçeleriyle, imar faaliyetleriyle ve eğlenceleriyle ünlü bir dönemdir.

3)Şiirin ahenginin bozulmasına sebep olur.

b)Şiirin ahengini sağlamak, söylemek istenenin vurgusunu artırmak
amacıyla tekrar edilmiştir. Ayrıca nazım şeklinin bir özelliği olarak
tekrar edilen dizelere "nakarat" denir


S.136
ç. kırmızı, çiçeklerin rengini ifade ettiği için
4. soyutluktan somuta çevirdiği için
çok mecaz anlamlı kelimeler söz konusu değil
8.aruzla yazılmış,nazım şekli bakımından,bentlerle yazılmış olması , arapça ve farsça kelimeler sade de olsa kullanılmış
9.hayatın sevilince güzel olduğu
NEDİM
en önemli eseri divanıdır
kendine özgü mecazları mazmunları ve sade istanbul türkçesi ile divan şiirinin en güçlü şairlerinden biridir
soyut bir dünyası olan divan şiirine samutu sokmayı başarmıştır
şarkı nazım şeklini en iyi kullanan şairdir
şiirlerinde lale devrinin özellikleri görülür
tamamen din dışı konular işlemiştir
mahlileşme akımının en önemli temsilcilerindendir

S.136 7.Etkinlik

imgeler..............ifade ettiği anlam ...................kullanılış şekli
dil ....................... konuşma dili ....................... gönül
demin ....................... az önce ....................... anını
dem ..................... kan , zaman ....................... an
serv ......................... ağaç ...................... sevgilinin boyu
name-i aşk ................. şarkı sözü ..................... aşk kitabı
gam
kopuz
ney
came-i aşk
ab-ı revan


sayfa 138

1.a.birim değer:bent
birim sayısı:dokuz
BİRİMLERDE ANLATILANLAR
1.sevgilinin saçını yüzüne dökülmüş görünce gönlün ona aşık olduğu anlatılmaktadır.
2.sevgilinin bu sevgiye hiç değer vermediği,adını bile anmadığı anlatılmaktadır.
3.aşığın umutsuzluğu anlatılıyor
4. aşık sevgilisinin peşinden koşan diğer aşıklardan yakınmaktadır.
5.aşık sevgili için kendini feda ettiğini anlatmaktadır.
6.aşık umutsuz durumunu anlatıp,bu sevgiye engel olamadığndan bahsetmektedir.
7.aşık sevgili ile geçirdiği bir anı herşeyden üstün tutmaktadır.
8.aşık bu hale düşmek istemediğini fakat gönlüne söz geçiremediğinden bahsetmektedir.
9.şair aşk kitabının ancak kendi adıyla okunabileceğinden bahsetmektedir.

c. murabba nazım şeklinin özellikleri;
dört dizelik bentlerden oluşur.
4 ile 8 arası bent yazılır
her konuda murabba yazılmasına rağmen dini ve öğretici konular ile mersiye,yergi,övgü daha çok kullanılmıştır.
2.şair aşk yüzünden bedbaht ve ümitsiz bir durumdadır.bu hal şiirin
bütün dizelerinde hissedilmektedir.şairin bu ümitsiz durumunu en iyi
yansıtan dize ise her bentte tekrarlanan "Vay gönül vay bu gönül vay
gönül ey vay gönül"dizesidir.
3.şair 8. bentte aşk ile müzik arasında bir ilişki kurmuştr.aşkın
müzikle birlikteliği duyguları ifade etmedeki rolü düşünülürse
günümüzde de bu ilişkinin devam ettiği görülür.bugün bile hala
şarkıların çoğunun aşk temasını işlemesi aşk duygusunun evrensel
olduğunun da bir göstergesidir.


S.139

teşbih sevglinin yüzü itiariyle güle enzetilmiştir.
teşbih sevgilinin saçı kokusu dolasıyla yasemine benzetilmiştir
teşhis(kişileştirme) aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür.
nida gönle seslenilmiştir
teşhis aşığın gönlü insan gii düşünülmüştür
istiare aşığın gönlü heva yolı'na benzetilmiş fakat söylenmemiştir.

sayfa-141
birim değeri:bent
birim sayısı:yedi
BİRİMDE ANLATILANLAR
-şair, gönlüne seslenerek feleğin ne yapacağının belli olmayacağını söylemektedir
-gönlün arzu ve isteklerinden vazgeçmesini istemektedir.
-şair,bu dünyanın kimseye kalmayacağını belirtmektedir
-şair, gönlün feleğin güzelliklerine aldanmaması elindekilerle yetinmesini kanaat etmesini söylemektedir
-şair, feleğin kendisine gaddarlık ederek sevgilisinden ayırıp gurbete attığını ifade etmektedir
-şair,her şeyini sevgili uğruna feda ettiğinden bahsetmektedir
-şair,nefsin ve dünyanın isteklerinden vazgeçmek gerektiğini, gönül aynasının böyle temizleneceğini ifade etmektedir
şiirin teması:aşk, dünya nın geçiciliği
c. beşer dizelik bentlerden oluşur
ilk bent kendi arasında kafiyeli diğer bentlerin son dizesi ilk bentle kafiyelidir(aaaaa bbbba....)
2.acele etme, acele etmek kınama getirir
dünya için boş yere ıstırap çekme
arzularına, heveslerine sabır ve tahammülden bir örtü çek
feleğin kaderindeki şerbet zehirlidir,sakın içme
dünya mülkünün saadetini bir rüya zannet
kanaat ederek yalnızlık köşesini seç
nefsinin ve dünyanın lezzetlirini unutarak aşk sarhoşu ol
gönül aynanı tertemiz yap
verilen tasavvufi öğütler, insanı tasavvuftaki anlamıyla olgunlaştırmak içindir.
günümüz şartları düşünüldüğünde bu öğütlerin tam anlamıyla uygulanması mümkün değildir


S.142 3.Soru
1. kıtada a,a,a,a,a gösterür:redif -et: tam kafiye
2.kıtada b,b,b,b,a -ab:tam kafiye
3.kıtada c,c,c,ca -i :redif -er :tam kafiye
4.kıtada: ç,ç,ç,ça -i:redif -et:tam kafiye
5.kıtada d,d,d,d,a -e:redif -t: yarım kafiye
6.kıta e,e,e,ea -ini:redif -ir:tam kafiye
7.kıta f,f,f,f,fa -ını:redif -at:tam kafiye

ölçü aruz ölçüsüyle yazılmıştır failetün failetün failetün failün şeklinde
ses ve söyleyiş şiirde uzun ve ksıa sesler ile bbbirbirine enzeyen seslerin oluşturduğu ahenk söz konusudur.


sayfa 142 de 4ün cevabı

2.mısrada ve 3.mısrada telmih hatırlatma
4.mısrada nida
son mısrada ise eğretileme vardır.

sayfa 142 de 4ün b. si
ivmek :acele etmek
bunu için ivmenin bi anlamı yok =cümle
sabr kılmak:sabretmek
olanlara karşı güçlü ol sabret
ıztırab çekmek:ıstırap çekmek
o da çok ıstırap çekmişti
hake salmak: toprak olmak
nice insan toprak olup gitti
nakş itmak: nakşetmek
anlatılanları nakşediniz
ser virmek: baş vermek
gerekirse aşını verir geri adım atmaz


sayfa 142 5inci


ifade ettiği anlam kullanım şekli
süleyman peygamer deve kaptırdığı yüzü ile anılmıştır
iskenderin aynası feleğin iskenderin aynasını bile yıktığına gönderme yapılmıştır
sevgilinin eşiği sevgiliye ulaşma kovuşma yolu anlamında
sevgilinin saçı zincir olarak düşünülmüştür
put put kadar güzel sevgili anlamında kullanılmıştır

S.142 6/7/8/9 sorular

6- cihan, cam-ı sipihrün, mülk-i cihanün devleti, çarh-ı gaddar, cellad-ı çarhun, mirat-ı felek, harab, devr-i felek
7-
-beş dizeden oluşan bentlerle yazılır
-felsefe ve tasavvuf konularını işler
-aruz ölçüsü ile yazılır
-uyaklanışı aaaaa,bbbba,cccca.... şeklindedir
-4-8 bentten oluşur
8- sen ne hissettiysen onu yaz



144. sayfada 1. soru
a)ana birim değeri: bent
b)alt birim değeri:beyit

S.145
2. soru: son beyitlerde yani vasıta beyitinde
3.a. kafiye ve redifler, aruz ölçüsü ve ses tekrarları
3.b. şiirin konusu vurguyu etkiler örn; kahramanlık şiirini gür bir sesle okuruz,aşk şiirini yumuşak bir tonda...
5. İnsanlara eziyet ettiği düşüncesinden kaynaklanıyor olabilir
6.a Nİda:''Ey hace'' ve ''Ya Rab'' ifadelerinde nida(seslenme) sanatı yapılmıştır.
Tezat:''Akl-divane'',''dana-şeyda'',''derd-çare'',''mir-geda'',''vefa-cefa'',''cahil-kemal''ifadeleri karşıt anlamlıdırlar.
Mübalağa:''Evc-i felege basdı kadem cah ile cahil/erbad-ı kemalün yiri yok zir-i felegde''beyitinde abartma vardır.
Tenasüp:''Fena-adem'' ve ''a'yan-paşa'' kelimeleri anlam bakımından ilişkili olduklarından tenasüp vardır.
İstiare:''Cİger-pare'',''mülk-i fena'',''mezbele'' kelimeleriyle benzetme yapılmıştır fakat benzeyenler söylenmemiştir.
İstifham:''Ya Rab bize er bulunup himmet eder mi yoksa günümüz böyle
felaketle geçer mi'' beyitinde isrifham(soru sorma)sanatı yapılmıştır.

.b. somut bir konu işlendiğinden söz sanatları en aza indirilmiştir.
BAĞDATLI RUHİ
terkibibent ile ün kazanmıştır,dili sadedir ve sanatlardan uzaktır, eleştirel bir tarzda yazmıştır,
toplumun sorunlarına ilişkin yazmayı tercih etmiştir, en çok etkilendiği şair Fuzuli dir,
S.146
1.a.
Gazel
mısra örgüsü: beyit (5-15)
kafiye düzeni: aa ba ca ...
tema:aşk,ayrılık,hasret,özlem, tabiat güzelliği
Kaside
mısra örgüsü:beyit
k. d.:aa ba ca..
tema:genellikle devlet ve din büyüklerini övmek için söylenir
Rubai
m.ö.:tek dörtlük
k.d.: aaxa
tema:dünya görüşü, felsefe , tasavvufi düşünce
Şarkı
m.ö.:dörtlük
k.d: aAaA bbba ccca( A.A nakarat)
tema:aşk,sevgi,ayrılık,eğlence
Murabba
m.ö.:4 er dizelik bentlerden oluşur bent sayısı değişebilir
k.d.:aaaa bbba ccca ....
tema: konu olarak gazele benzer
Muhammes
m.ö:5 dizelik bölümlerden oluşuyor
k.d.:aaaaa bbbba cccca....
tema:hayatın gelip geçiciliği , öğüt
Terkibi bent
m.ö.:5-10 bentlerden oluşur(her bent 10 ile 20 beyitten oluşur)
BENZERLİKLERİNE GÖRE NAZIM ŞEKİLLERİ
mısra örgüsü:gazel kaside terkibi bent
kafiye düzeni:gazel kaside
tema:gazel şarkı


sayfa 147

2.Divan şiirinde ritim,uzun ve kısa seslerin
ritmine bağlıdır.Bu ritmi sağlayan aruz ölçüsüdür.milli edebiyat şiiri
olan Han Duvarlarında ise ritim, 7+7=14'lü hece ölçüsüyle
sağlanmıştır.Cumhuriyet Dönemi şiiri olan Salkımsöğüt'te ise ritim hece
ya da aruz ölçüsüyle değil,benzer seslerin farklı dize yapıları içinde
verilmesiyle sağlanmıştır.

sayfa 148

3.Divan şirinde birimler bir bütün olduğu için
birimdeki anlam o birimde başlar ve diğer birimlere sarkmadan o birimde
biter.modern şiirde birimlerin birbirine eşit olması gerektiği gibi
anlayış söz konusu değildir.Ten Sonnet'si şiirinde işlenen duygu ve
düşüncenin birim içerisinde kalmamakta,sonraki birime de sarkarak
geliştiği ve sonuçlandığı görülmektedir.oysa Divan şiirinde böyle bir
durum söz konusu değildir.

4.Ortak manzumlar şunlardır.
gül (gazel,murabba,kaside)
serv (gazel,şarkı,kaside)
dil (gazel,kaside,rubai,şarkı,mura bba,muhammes,terkibi bent)
zülf (murabba,muhammes)
felek,dünya (murabba,terkibibent)
hak (kaside,murabba)
sanem (rubai,muhammes)

5. a.Verilen gazeller ritimleri dikkate
alınarak okunduğunda Baki'nin gazelinin ritminin daha kuvvetli olduğu
görülmektedir.Bakinin gazelinde kullandığı dil,Nesimi'nin şiir dilinden
daha ahenklidir.Bunun yanında gazellerin yazıldıkları yüzyıllara
bakıldığında 16. yy.da şiir dilinin daha oturmuş olması Baki'nin
gazelinin ritmini ve ahengini daha üstün kılmaktadır.

b.
Şöyleyiş ve ritim bakımından Baki'nin
gazeli daha başarılıdır.Nesminin gazeli osmanlı devletinin kuruluş
döneminde yazılmıştır.Bakinin gazeli ise yükselme dönemi
ürünüdür.Nesiminin gazeli divan şiirinin kuruluş dönemi ürünü olduğu
için gazelde bazı kusurların,ritim ve ahenk eksikliklerinin olması son
derece doğaldır.yükselme dönemine gelindiğinde ise herşey yerli yerine
oturmuş,her alanda en parlak örnekler ortaya konulmuştur.

sayfa 149

6.a.Pir Sultan Abdal tarafından söylenen koşma
"aşık tarzı halk şiiri"örneğdir.bu nedenle islamiyetten önceki türk
edebiyatı döneminin sözlü edebiyat devresinden itibaren süregelen bir
geleneğin ürünü olan koşma da dil,son derece sadedir.halka hitap ettiği
için halkın dilinden uzaklaşmamış,onların duygu ve düşüncelerini dile
getirmiştir.

b.
Pir Sultan Abdal'ın koşması ile
Baki'nin gazelinin okuyucu kitlesi aynı değildir.koşma halka hitap
ederken gazel yüksek zümreye hitap etmektedir.


7.
divan şiirinde işlenen konular her
bakımdan birer kusursuzluk örneğidir.aşk tam anlamıyla aşktır,sevgili
her yönüyle hayal gücünün zirvesinde yer alır.bu nedenle divan şiiri
"ideal"olanın ifadesini bulduğu yerdir.herşey"idealize" edilerek
anlatılır.divan şiirinin bu özelliği yani "yüce" ve "yüksek" olana
yönelik olması,onun "somut" yerine "soyut"un sahasında kalmasına sebep
olmuştur.

8. divan şiirinin arapça ve farsça kelimelerin
sıkça kullanılması İslam medeniyetinin etkisinin yanı sıra asıl aruz
ölçüsü dolayısıyladır.türkçede uzun ses olmaması seslerin uzunluk ve
kısalık esasına dayalı olan aruz ölçüsünün uygulanmasını
zorlaştırmıştır.çıkış yolu olarak aruza uymayan türkçe sözcükler yerine
uzun ve kısa seslerin bulunduğu arapça ve farsça sözcükler kullanılmaya
başlamıştır.

9.
gazel
TEMA:aşk
AHENK:Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
YAPI:nazım şekli;gazel nazım birimi;beyit
DİL:arapça ve farsça sözcüklerin kullanıldığı bir dildir.
SÖYLEYİŞ:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişimi belirlemektedir.

koşuk
TEMA:aşk
AHENK:hece ölçüsü kullanışmıştır.
YAPI:nazım şekli;koşuk nazım birimi;dörtlük
DİL:eski türkçe dönemini yansıtan öztürkçe bir dil kullanılmıştr.
SÖYLEYİŞ:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişini belirlemektedir.


SAYFA 150
**ÇME VE DEĞERLENDİRME
1.C
2.A
3.C
4.E
5.E
6.E
7.E
8.A
9.D
10. D-Y-D-Y
11.*Gazelin son beyitine..makta...şairin mahlasının bulunduğu beyite..taç beyit...en güzel beyitine ...beytü'l gazel... denir.
*Diva şiirinde kullanılan kalıplaşmış nükteli ve sanatlı güzel sözlere...mazmun...denir.
12.
...makta...
...taç beyit...
... Nedim...
.. vasıta...
...aruz...
...mazmun...
...tecahül-i arif....
..benzeyen...ve ...benzetilen....
...tenasüp...



sayfa 152 1. etkinlik :
kime ait olduğu bilinmemektedir. anonim ürünlerdir.
2-a) türkünün söyleyeninin bilinmediği kuşaktan kuşağa günümüze ulaştığını ifade ediyor
b) kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır.
sayfa 153
1-a) 1. mani : de'ler redif
ere'ler zengin uyak
7'li hece ölçüsü
3. mani: dim ler redif
il ler tam uyak
4. mani: lar gibi ler redif
ağ lar tam uyak
5. mani: ma beni ler redif
6. mani: ayna güzel ler cinaslı uyak
c) cinas yapılmıştır. cinas maninin ahengi bakımından önemlidir.
cinaslı manilerde ses ve söyleyiş cinas bulunan kelimelerle sağlanır.
2-b) duygu ve düşüncenin ifade edildiği bölümlerin dışındaki dizeler
doldurma dizelerdir. bu dizeler asıl anlamın bulunduğu dizelere
hazırlık yapılmasını sağlar.
3) 1,2,5,6 manilerin teması aşktır.3. maninin ayrılık 4. maninin derttir.
4-a) yel: gerçek anlamı rüzgar manideki anlamı dargınlıktır.
sanki aramızda serin yeller esiyordu./ bu yel sizi hasta eder dedi.
ciğer: gerçek anlamı organ manideki anlamı içten, gönüldendir.
ciğerinden rahatsızlanmış./ haberi alınca ciğerim yandı.



Sayfa 153 1. soru a şıkkı

1.mani
....derede -de:redif
....nerede -ere:zengin uyak
....dedim 7'li hece ölçüsü
....pencerede

2.mani
Erkek
....Mesdi yar yar:redif
....mesdi yar
....arasında
....esdi yar
Kız
....maniciyim -m:redif
....gemiciyim 7'li hece ölçüsü
....alma
....alıcıyım

3.mani
....dildim -dim:redif
....sildim -il:tam kafiye
....kıymetin 7'li hece ölçüsü
....bildim

4.mani
....çağlar gibi -lar gibi :redif
....dağlar gibi -ağ:tam uyak
....yaralıyım 7'li hece ölçüsü
....sağlar gibi

5.mani
....alma beni -ma beni:redif
....salma beni -al:tunç uyak
....göster 7'li hece ölçüsü
....alma beni
....gül ister
....bağlar gibi

....aldım seni -dım seni:redif
....salma beni -al:tunç uyak
....göster 7'li hece ölçüsü
....alma beni

6.mani
....ayna güzel ayna güzel:cinaslı uyak
....ayna güzel ay ne güzel:cinaslı uyak
....görenler 7'li hece ölçüsü
....ay ne güzel
....tarar
....ayna güzel

1. soru c şıkkı
''Ayna güzel'' ve '' ay ne güzel'' ifadelerinin birlikte
kullanılmasıyla cinas yapılmıştır.Cinas,maninin ahengi bakımndan
önemlidir.Cinaslı manilerde ses ve söyleniş aralarında cinas bulunan
kelimelerle sağlanır.

2. soru a şıkkı
Duygu ve düşünceler 1.manide 2,3 ve 4. dizelerde;2.manide ilk dörtlükte
2,3 ve 4. dizelerde,ikinci dötrlikte ise 3ve4. dizelerde; 3.manide 3 ve
4. dizelerde ;4 ve 5.manide bütün dizelerde; 6.manide 3,4,5 ve 6.
dizelerde dile getirilmiştir.

2. soru b şıkkı
Duygu ve düşüncelerin ifade edildiği bölümlerin dışındaki dizeler
''doldurma'' dizelerdir.Bu dizeler asıl anlamının bulunduğu dizelere
hazırlık yapılmasını sağlar.Doldurma düzeler anlam bütünlüğünü sağlar.

3. soru
1,2,5 ve 6. manilerin teması aşktır.3.maninin teması ayrılık 4.maninin teması derttir.

4. soru a şıkkı
Manilerde geçen deyimler şunlardır:
-Serin yeller esmek:darılmak ve incinmek.''Aramızda serin yeller esiyordu.''
-Kıymetini bilmek:değerini bilmek.''Kıymetinin bilinmemesinden şikayetçi.''
-Dağ gibi=çok büyük
-Dillere sarmak:Her yerde söz etmek.''Her yerde ondan bahsedip dillere saldı.''

4. soru b şıkkı
-Yel:Gerçek anlamı rüzgar; manideki anlamı dargınlıktır.
Sanki,aramızda serin yeller esiyordu.
Bu yel sizi hasta eder dedi.
-Ciğer:Gerçek anlamı organ;manide gönülden, içten anlamında kullanılmıştır.
Haberi alınca,ciğerim yandı.
Ciğerlerinden rahatsızlanmıştı.
-Altın:Gerçek anlamı değerli bir maden;manide kıymetli anlamında kullanılmıştır.
Onun altın gibi bir kalbi var.

5. soru
1,2,3,5 ve 6. manilerde sevgili ve ona duyulan aşk teması
işlenmiştir.4.manide ise çok dertli olan bir kişinin duyguları
işlenmiştir.


SAYFA 154
6.a
Edebiyat Dilinde Mani:
Başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı
nazım türüdür. Çoğunlukla 7 heceli dört dizelik bir bendden meydana
gelir.Dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de
vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü
dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxa'dır. aaaxa düzeninde maniler
de var. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam
bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Bir
çok mani çeşidi vardır. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik
mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani'dir.

Düz Mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çokluk cinassızdır.

Kesik mani: Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir
sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer
meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri "aman aman" ünlemi
ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.

Cinaslı mani: Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.

Yedekli mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek
söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri
anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.

Deyiş: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde
düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de
vardır.


b.
1.mani düz mani
2.mani deyiş mani
3.mani düz mani
4.mani artık mani
5.mani deyiş mani
6.mani kesik mani


Sayfa 156 4. soru a şıkkı
Vurgu ve tonlama.Temaları farklı olduğuunda söyleyişi farklıdır.

Sayfa 157 **çme Değ. Devapları
1)E
2)C
3)C
4)türkü denir.
artık maniler asıl maniler....
5)Mâni----Deyiş
Türkü----Kavuştak
Ağıt----Sagu


155.sayfa
1)ilk dörtlük=Şair kendini teselli etmeye çalışıyor.Çünkü derdine
dermen aramak için gittiği gurbette daha fazla dertle karşılaşmıştır.
ikinci dörtlük =Huma kuşunun yere düşüp ölmediğini,Süleyman peygamberin
güçlü olduğu halde dünyanın ona kalmadığını,sevdiğine gitmek istediğini
ama kısmet olmadığını söylemektedir.
üçüncü dörtlük=Kendi acısını anasında ayrılmış kuzulara benzetiyor ve
kandi derdini ancak onun gibi dert çekenin anlayacağını dile getiriyor.

2)a.Nakarat bölümü
b.mısra örgüsü 4 lüktür.


SAYFA 159
Birimlerde Anlatılanlar
1) Şair, baharın geldiğini, bülbüllerin ötmeye başladığını anlatmaktadır.
2) Şair, ağaçların yeşillendiğini, ırmakların coştuğunu, aşıkların da şevke geldiğini ifade etmektedir.
3) Şair, baharın gelişiyle güllerin açtığını, güzellerin salınarak gezindiğini, aşıların buna sevindiğini ifade etmektedir.
4) Şair, baharla birlikte her yerin yeşerdiğini belirterek acaba bu
baharın coşkusuyla Allah ağlayanları da güldürür mü diye düşünmektedir.
5) Şair, yeryüzünün güllerle kırmızıya boyandığı şu bahar günlerinde kendisinin ağladığını, dertli olduğunu ifade etmektedir.

Şiirin teması: Baharın Gelişi
Birim Değeri: Dörtlük
Birim Sayısı: Beş

Kafiye ve Redif
1. Dörtlük: olduğu zamandır: redif
kul ve yol ' daki l'ler yarım kafiye
2. Dörtlük: -erler: redif
giy uy ve kay ' daki y'ler yarım kafiye

**çü: 11'li hece ölçüsüyle söylenmiştir.

SAYFA 160
3.a)İkinci dizede teşhis sanatı vardır.
Üçüncü dizede teşhis sanatı vardır.
Dördüncü dizede istifhan (soru sorma) sanatı vardır.
Beşinci dizede istiare sanatı vardır. Gözyaşları jaleye (kırağı, çiğ) benzetilmiş ama söylenmemiş.

b) Şiirin daha edebi ve coşkulu, aynı zamanda kuvvetli bir biçimde söylenmesini sağlar.

4)Dil Özellikleri: Koşmada sade bir dil kullanılmıştır. Halk
söyleyişinin de yansıdığı koşmada ayrıca halkın baharın gelişi
karşısındaki duygu ve düşüncelerin ifade ediş biçimi de görülmektedir.
Bağlı Olduğu Gelenek: İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı'nın Sözlü Edebiyat geleneğine bağlıdır.

5)Hissettiklerim: Heyecan - Sevgi - Güzellik - Sevinç - Coşku

6)Asker bir saz şairidir.
Şiirlerinde duru bir Türkçe kullanmıştır.
Katıldığı askeri seferlerle ilgili pek çok şiiri vardır.
Akıcı bir üslubu vardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://vatantr.yetkin-forum.com
S€D@T
Yönetici
Yönetici
S€D@T


Mesaj Sayısı : 317
Zodyak Kova
çin astrolojisi Yavru Köpek
Doğum tarihi : 22/01/96
Kayıt tarihi : 13/04/09
Yaş : 28
Nerden : İstanbul

Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Empty
MesajKonu: Geri: Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar !   Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar ! Icon_minitimePaz 20 Ara. 2009, 18:11

161 ve 162

semai
ilk dörtlükte -mez ler redif
ikinci dörtlükte "-ımız" redif ,"-at" tam kafiye, -mez redif
üçüncü dörtlükte "-acı" tunç kafiye -maz redif
dördüncü dörtlükte "-ahri,-ehri,-ahrı" zengin kafiye -mez redif
son dörtlük "-le" tam kafiye -maz redif
birim değeri:dörtlük
birim sayısı:5
şiirin teması:gurbet
mısra örgüsü:abab cccb dddb eeeb fffb
birimde anlatılanlar
1)Gurbete çıkmanın tehlikeli olduğunu ve her güzeli de sevmemesi gerektiğini dile getiriyor.
2)Gurbet elde kimsenin kıymetimizi bilmeyeceğini belirtiyor
3)Gurbete gönlündeki derdin ilacını bulmak için çıkmıştır ama bulamayacağını belirtiyor
4)Gurbetin çok zor olduğunu ve kahrının çekilemeyeceğini anlatıyor
5)Aşıkların sevdiklerine kavuşamadıklarını dile getiriyor.
2.b.Şiiri şiir yapan vurgu ve tonlamadır.Bu yüzden düz yazı okurken
noktalama işaretlerinde yaptığımız vurgu ile şiir vurgusu arasında çok
fark vardır
3.a. gönül gurbet ele çıkma(teşhis)
sunam gurbet elin kahrı(açık istiare)
bülbül figan eder güle(teşhis, telmih, tenasüp)
güzel sevmek sarp bir kale(teşbih, tenasüp)
b.ahengi sağlamış ve şiiri çekici hale getirmiştir
4.dil sade, imgeler suna ve bülbül
bağlı olduğu gelenek: sözlü gelenek yani aşık etebiyatı
5.Gurbet ellerin kimsenin yuvası gibi olmadığı ve çok zor olduğu...
6. Divan tarzı şiirler söylemiştir.
Hem hece nem aruzla yazmıştır.
Asıl kişiliği hece ölçüsüyle yazdığı ölçüsüyle yazdığı koşma ve semailerde görülür.
Gazel, murabba, muhammes tarzı şiirlerde yazmış.Ancak çok başarılı sayılmaz.
7.saz şairi; halkın arasında olan bir kişidir. ilhamını halk zevkinden
halkın hayal gücünden alır. halk şiirinde, günlük dilde konuşulan
kelime ve deyimler yer alır.

Sayfa 162
6)Erzurumlu Emrah’ın fikrî ve edebî kişiliği
*Erzurumlu Emrah döneminin önemli saz şairlerindendir.
*kendinden sonra gelen şairler üzerinde etkili olmuştur.
*şiirlerinde kullandığı dil sade ve anlaşılır bir dildir.
*şiirlerinde kafiye ve redifler sağlamdır.

2.*halk şiiri ile konuşma dili arasında bir benzerlik söz konusudur.
*saz şairi halkın arasında olan bir kişidir.ilhamını halk zevkinden,halkın hayal gücünden alır.
*halk şiirinde,günlük dilde konuşulan kelime ve deyimler yer alır.


163 1.a ve b

1.a)bir halk şairi şiirlerini söylerken öncelikle halkın beğenisine
uygun onun anlayacağı bir anlatım tarzı ve konular seçmiştir.bunları
kendi birikimini de katarak soyut ve bir kişinin yaşayabileceği bir
konu şeklinde ifade eder.

1.b)
KOŞMA;

HALK BEĞENİSİ=halkın zevkine günlük yaş**ına uygun”baharın
gelişi”konusu;anlayabileceği dil ve anlatım ;kulağa hoş gelecek ses ve
söyleyiş;günlük yaş**ına uygun benzetmeler kullanılmıştır.

SOYUTLUK=aşk,sevinç,çoşku,heye can

KİŞİSELLİK=şairirn bilgi,birikim ve hayata bakış açısı şiirin
oluşmasında etkili olmuştur.şiirde anlataılanlar bir kişinin
yaşayabileceği bir konudur.

SEMAİ;

HALK BEĞENİSİ=halkın günlük yaş**ına uygun “gurbet”konusu;anlayabile
ceği dil ve anlatım;kulağa hoş gelecek ses ve söyleyiş;günlük yaş**ına
uygun benzetmeler kullanılmıştır.

SOYUTLUK=gurbet,gurbet acısı,dert,özlem,sevgiliye hasret

KİŞİSELLİK=şairin bilgi birikim ve hayata bakış açısı şiirin
oluşmasında etkili olmuştur.şiirde anlatılanlar bir kişinin
yaşayabileceği bir konudur.


163 halk şairi=şiirlerini doğaçlama ilticai söyleyen şairlerdir.
kalem şairi=şiirlerini kağıt üzerinde yazan şairlerdir.
164 =165 şairlere göre yazıyım:
bayburtlu=semai, kağızmanlı hıfzi:ağıt, aşık=semai,, köroğlu=koçaklama,
aşık ömer=GÜZELLEME, ,karacaoğlan=varsağı, everekli
seyrani=taşlama,,ATALAR SÖZÜ =DESTAN

166 1.SORU=D D Y D D 2.soru=D D Y Y Y 3.soru=d şıkkı 4.soru=.sırasıyla güzelleme, koçaklama, taşlama, diğeri koşma ya da 11'li hece ölçüsü
5. soru= koşuk=koşma sav=atasözü, mersiye =sagu

Sayfa 168 ve 169
1.a
BİRİM Değeri
dörtlük
BİRİM SAYISI:6(altı)
ŞİİRİN TEMASI
Övgü dür
2.soru
okudunuz methiyenin ahenk unsurarını.......... başlıyan soru ...?
KAFİYE VE REDİF
-anlar:redif
-t:yarım uyak
-gül:redif
-as:tam uyak
KAFİYE
aruz şeklinde .
SES VE SÖYLEYİŞ
Vurgu ve tonlamalar ahenki kuvvetlendirir.





169. sayfa
3.soru
HİSSETTİKLERİM: dürüstlük,sevgi ve iyi niyet,samimiyet,bağlılık.....



5.soru
Pir=> Methiyede tarikat şeyhi anlamında kullnılmıştır.
Taht makamı=> Şiirde şeyhlik makamı anlamında kullanılmıştır.
Hak nefesi=> Şiirde doğru söz anlamında kullanılmış.


6.soru
SEYYİT NESIMI
*SADE DİL KULLANMIŞ
*TASAVVUFİ KONULAR İŞLEMİŞ
*MUSAVVUF BİR ŞAİİRDİR.

171= 1:d şıkkı
2=b şıkkı, 3=e şıkkı
4=boşluklar sırasıyla: bektaşi,,,, tarikat, adab erkanını,,,nutuk
5=y d y y

Sayfa 176

Tahir ile Zühre

Karakterler:
Padişah: Aslında iyi karakterli birisi olmasına rağmen karısı büyü yaptırdıktan sonra aşıkları ayırır.
Padişahın karısı: Kibirli, gözü yükseklerde olan, kötü kalpli birisidir. Tahir ile Zühre'yi zorla ayırmaya çalışır.
Tahir: Vezirin oğludur. Zühre'ye **** gibi âşık olmuştur. Aşkı uğruna
türlü çilelere katlanmıştır. Âşıklığı diline de vurmuş, güzel türküler
söylemiştir. Sonunda aşkından ölmüştür.
Zühre: Padişahın kızıdır. Tahir'i çok sevmekte, onun uğruna her türlü
çileye katlanmaktadır. Tahir'le evlenmek için elinden geleni
yapmaktadır. O da aşkından ölmüştür.
Arap köle: Saraydaki bir köledir. Zühre'ye âşık olmuştur. Tahir ile
Zühre'yi ayırmak için elinden geleni yapmış, padişahın karısına sürekli
yardım etmiştir. Zühre aşkından ölünce o da kendini bıçaklayarak
öldürmüştür.
Dadı: Tahir ile Zühre'yi buluşturmak için yardım etmiştir. İyi kalpli bir insandır.
Derviş: Olacakları önceden tahmin eden, Tahir'e -sıkıştıkça- yardım eden bir ermiştir.
Sihirbaz cadı: Padişahın karısına yardım eden bir sihirbaz. Kötü birisidir.

Olay örgüsü:
Giriş: Vezirle padişahın dervişle görüşmesi ve çocuklarının olması.
Gelişme: Tahir ile Zühre'nin birbirlerine âşık olmaları, padişahın
karısının ve arap kölenin onları ayırmaya çalışmaları, bu çerçevede
aşıkların başlarından geçen olaylar.
Sonuç: Tahir ile Zühre'nin aşkları uğruna ölmeleri.

2-)Karakter çözümleme tablosu
karakter nasıl bir insandır?
Tahir= Aşkı sevdiği için ölmeyi dahi göze alan biridir.
Zühre= Aşkı sevdiği için ölmeyi dahi göze alan biridir.
Anne-baba= hırslarına yenilip kızlarını dinlemeyen zalim insanlardır.
Kara diken= Aşkı için kötülük yapmayan zalim bir insandır.

Karakter durağan mıdır dinamik midir?
Tahir= Olaylara en fazla yön veren karakterdir hikâyenin en dinamik karakteridir.
Zühre= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikâyenin bazı bölümlerinde dinamiktir.
Anne-baba= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikâyenin bazı bölümlerinde dinamiktir.
Kara diken= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikâyenin bazı bölümlerinde dinamiktir.

Hikâyenin hangi kısmı sizin karakter hakkında böyle düşünmenize neden oldu?
Tahir= Hikâyede birçok olayın Tahir’in başından geçmesi veya olayların yönünü değiştirmesi.
Zühre= Tahir’le buluştuğu bölümler babasının tahirden kaçırdığı ona kötülük yaptığı bölümler.
Anne-baba= Büyü yaptırdığı ve âşıkları birbirinden ayırdığı bölümler.
Kara diken= Tahir ile Zühre’nin aşkını ve buluştukları haber verdiği bölümler.

Sosyal ortam ve çevre bu karakterleri nasıl etkilemiştir?
Tahir= Sevdiğine kavuşma konusunda çevresinden bazen yardım alsa da bu
yeterli olmamış yaptıklarının hayatına mal olmasına çevresi engel
olamamıştır.
Zühre= Sevdiğine kavuşma konusunda çevresinden bazen yardım alsa da bu
yeterli olmamış yaptıklarının hayatına mal olmasına çevresi engel
olamamıştır
Anne-baba= Yaptıkları konusunda özellikle baba hikâyenin başında uyarı
alsada bunları dikkate almamıştır. Anne-baba çevreden kimse uyarmayınca
yaptıklarında aşırıya kaçmışlar zulmetmişler ancak yaptıklarının
be****ni de canlarıyla da ödemişlerdir.
Kara diken= zayıf- karakteri çevresine zarar vermesine neden olmuştur.

Bu karakterin sizin toplumsal yapınızdan farkı var mı?
Tahir= Tahir gibi bir aşığı günümüz toplumumuzda bulmamız zor olsada imkânsız değildir.
Zühre= Zühre gibi bir aşığı günümüz toplumumuzda bulmamız zor olsada imkânsız değildir.
Anne-baba= Bugünkü toplumsal yapıda görülebilirler.
Karadiken= bu tip insanlar her toplumda görülebilirler.


Bu karakterin diğer karakterler üzerinde etkisi var mı?
Tahir= Vazgeçemediği aşkı ile diğer karakterler üzerinde etkili olmuştur.
Zühre= Vazgeçemediği aşkı ile diğer karakterler üzerinde etkili olmuştur
Anne-baba= Tahir ile Zühre üzerinde etkileri vardır.
Karadiken= Doğrudan Padişah dolaylı olarak Tahir ve Zühre üzerinde etkisi vardır.

Karakter kendi kişiliğinin farkında mı? Yani sizin düşündüklerinizi kendi hakkında düşünüyor mu?
Tahir= Tahir kişiliğinin farkındadır.”aşkı için hayatını ortaya koyan,
sürekli zorluklarla mücadele eden” Tahir güçlü kişiliğinin farkındadır,
özgüveni tamdır.
Zühre= Zühre’de mücadeleci bir karakter olarak kişiliğinin farkındadır, özgüveni tamdır.
Anne-baba= Anne-baba kişiliklerinin farkında değildir. Çünkü hikâyeye
baktığımızda Anne-baba hep olumsuz davranışlar sergilerler ve bu
davranışlarının olumsuzluğunu kabul etmezler.
Karadiken=kara dikende yaptığı kötülüklerin farkında değildir,
dolayısıyla kişiliğindeki zafiyetin ve olumsuzluğun farkında değildir.

Sizce gerçek hayatta bu hikâyedeki karakter gibi davranan biri olabilir mi?
Tahir= gerçek hayatta Tahir gibi sevgisi uğruna her şeyini verecek biri olabilir.
Zühre= gerçek hayatta Zühre gibi sevgisi uğruna her şeyini verecek biri olabilir
Anne-baba= gerçek hayatta sevenleri hırsları uğruna ayıran Anne-baba olabilir.
Karadiken= gerçek hayatta sevenlerin arasında giren “kara dikenler” olabilir.

SAYFA 177

3.a-)Tahir ile Zühre hikayesindeki kahramanlar;

1.Tahir
2.Zühre
3.Padişah
4.Vezir
5.Zühre’nin annesi (padişahın karısı)
6.Belli boncuk
7.Karadiken
8.Derviş
9.Zühre’nin dadısı
10.Bahçıvanbaşı
11.Keloğlan
12.Çöl beyinin üç kızı
13.Ak sakallı pir

KAHRAMANLAR
Çile çeken= Tahir Zühre
Aşık= Tahir, çöl beyinin üç kızı, kara diken
Halk ozanı= Tahir
Sevgili= Zühre, Tahir
Sadık= Tahir, Zühre, Keloğlan
Fedakar= Tahir, Zühre
Düşman= Karadiken, Padişah
Büyücü= Belli boncuk
Kindar= Padişah ve karısı, Karadiken
Zalim= Padişah, Karadiken
Güç sahibi= Padişah, derviş, Ak sakallı piir
Vefalı dost=Dadı, Bahçıvan başı
İlahi güç= Allah
Mücadeleci=Tahir, Zühre

b-) Hikayenin baş kahramanları Tahir Zühre ve Padişahtır.hikayede
baştan sona iyi-kötü mücadelesi yani Tahir ve Zühre ile Padişahın
arasındaki mücadele anlatılır.Hikayede iyi ve kötü tarafında olanlar
vardır.Padişahın karısı, Belliboncuk, Karadiken kötülük tarafında olup
Padişaha kötülük yolunda yardım eden yardımcı kahramanlardır.
Buna karşılık Derviş, Dadı, Ak aksallı piir, Keloğlan, Çöl beyinin
kızları ve Bahcıvanbaşı iyilik tarafında olup Tahir ve zümreye yardım
ederler.

c-)Tahir ile Zühre bir halk hikayesidir.”Leyla ile Mecnun,Kerem ile
Aslı,Ferhat ile Şirin” hikayelerinde de Tahir ile Zühre hikayesinde
geçen kahramanlara benzer kahramanlar vardır.ancak günümüzde bu
kahramanların bire bir benzeri olmasada bu kahramanları belli
yönleriyle karşılayan kişiler içinde yaşadığımız toplumda ve çevremizde
olabilir.

4.a-)Tahir ile Zühre hikayesindeki mekanlar

-Billur köşk
-Saray
-Hasbağçe
-Köşk
-Mardin kalesi
-Şat nehri
-Tahir’in memleketi
-Tahir’in aşkından dolayı avare gezdiği dağ, bayır
-Has bahçedeki havuz
-Zühre’nin köşkte kaldığı oda

Mekanın işlevi= hikayede geçen mekanlarla hikayenin konusu birbirine
uygundur. Hikâyenin yapı unsurlarından biri olan mekân diğer yapı
unsurları ile birlikte hikâyeyi oluşturur.

b-)mekânların anlatılış tarzı=hikâyede mekânlar olayların geçtiği
yerlerdir. Mekânların özellikleri ayrıntılı şekilde anlatılmamış
mekânlar tasvir yapılmadan anlatılmışlardır.

c-)tasvir edilen mekânlardan “Mardin kalesi” ve “şat(Dicle) nehri” gerçekte de vardır.
Ancak bunların dışındaki mekânlar gerçekte olabilecek hayali mekânlardır.

5-)
Zamanın işlevi= hikâyedeki zamanlar hikâye diline uygun olarak
genellikle “bir gün, bir akşam, günlerden bir gün” şeklinde kesin
olmayan zamanlardır. Hikâyenin diğer bir yapı unsuru olan zaman
genellik ifade etse de hikâyeyi oluşturan bir diğer unsurdur.

6.) padişahlığın olduğu dönem
kişiler: Tahir Zühre kara diken bahçıvan büyücü padişah anne baba
mekânlar: saray zindan şat nehri Mardin kalesi billur köşk


177 6.soru
zaman: padişahlığın olduğu dönem
kişiler: tahir zühre karadiken bahçıvan büyücü padişah anne baba
mekanlar:saray zindan şat nehri mardin kalesi billur köşk
kahramanlar
çile çeken:tahir, zühre
Aşık:tahir
Halk ozanı:Tahir
Sevgil:zühre
Sadık:Tahir,Zühre
Fedakar:Tahir
Düşman:Karadiken
Büyücü:belli boncuk
Kindar: padişah ve karadiken
Zalim:Padişah
Güç sahibi: padişah
Vefalı dost:Bahçivan başı
İlahi güç:Allah
Mücadeleci:Tahir

2-) Padişahla vezirin diyar diyar gezmesi ve bir dervişle karşılaşmaları.
3-) Padişahın bir vezirin de çocuğunun olması.
5-) Padişahın karısının "Belliboncuk" a büyü yaptırması.
6-) Padişah'ın zühre'yi "Billurköşk" ten alıp saraya kapatması.
8-) Zühre'nin babasından yeni bir köşk yaptırmasını istemesi.
10-) Karadiken'in haber vermesi, Tahir'in yakalanması.
12-) Zühre'nin de köşke kapanması.
13-) Kervancı Keloğlan'ın Zühre'nin mektubunu Tahir'e ulaştırması.
15-) Tahir'in Şat (Dicle) ırmağına atılması.
17-) Çöl beyinin üç kızının Tahir'e aşık olması.
18-) Tahir'in ak sakallı bir pirin yardımıyla memleketine dönmesi.
20-) Tahir ile Zühre'nin kaçmayı kararlaştırması.
21-) Padişahın Tahir'e içinde Zühre geçmeyen bir türkü söyletmek istemesi.

b-)Olay grafiğindeki çıkışlar hikayedeki olumlu olayları, inişler ise
olumsuz olayları göstermektedir. Bu iniş ve çıkışlar hikayedki olay
bütünlüğünün birer parçasıdır. Okuyucu ya da dinleyicinin olay örgüsüne
katılmasını sağlayan önemli göstergelerdir. Çünkü olay örgüsündeki
düğümler dikkatin uyanık kalmasındaki en önemli öğelerdir.


sayfa178
1.etkinlik
Halk Hikayesi: Kerem İle Aslı
Mesnevi: Hüsn ü Aşk

Kerem ile Aslı hikayesinde aşk, Hüsn ü Aşk'ta ise ilahi aşk konusu
işlenmiştir. Her iki metinde de ilahi bakış açısına sahip anlatıcı
vardır. Halk hikayesi manzum-mensur karışık olarak yazılmış, mesnevi
ise manzum olarak kaleme alınmıştır. Halk hikayesinde sade bir dil
kullanılmış iken mesnevide Arapça ve Farsça kökenli sözcüklere yer
verilmiştir.

8)dinleyıcıde etkıyı arttıran saz eslıgınde soylenen hal edb.
urunu olan bu şiirler tahır ıle zuhrenın karşılıklı konusma
bolumlerıdır.
8-b)aşk cumle: aşk için olmelı aşk o zaman
8-c)ewrenseldır cunku ask teması dunyada çok işlenir
9-)ewlenme geceleri,dugun gecelerı
10)anonım halk edb.
10-b)mekanlar azcok bellıdır,manzum ve nesır kullanılmıs,kişiler tamamn
hayal deıldır,olaganustu olaylar kısmen bulunur, olaylar gercegı
yansıtır
11-)o zaman kı yonetım anlayışıyla bizim zamanımızın yonetım anlayısı farklıdır
12-)ilahi bakış acısı
13)tahır we zuhrenın olumu
13-b)ask duygusu
14)kahretmek beddua etmek el ayak cekmek kulaklarına ınanamak



2.a) Mecnun: Aşık
Leyla: Sevgili
Nevhel: Yardımsever
Zeyd: Dost
İbn-i Selam: Aşık
Mecnun'un Babası: Şefkatli
Leyla'nın annesi ve babası: Zalim

b) Leyla: Hikayenin baş kahramanlarından birisi
Zeyd: İkinci derece kahramanlardan birisi
Nevhel: İkinci derece kahramanlardan birisi
İbn-i Selam: İkinci derece kahramanlardan birisi
Mecnun'un babası: İkinci derece kahramanlardan birisi
Leyla'nın annesi ve babası: İkinci derece kahramanlardan birisi


SAYFA 183

2.a) Mecnun: Aşık
Leyla: Sevgili
Nevhel: Yardımsever
Zeyd: Dost
İbn-i Selam: Aşık
Mecnun'un Babası: Şefkatli
Leyla'nın annesi ve babası: Zalim

b) Leyla: Hikayenin baş kahramanlarından birisi
Zeyd: İkinci derece kahramanlardan birisi
Nevhel: İkinci derece kahramanlardan birisi
İbn-i Selam: İkinci derece kahramanlardan birisi
Mecnun'un babası: İkinci derece kahramanlardan birisi
Leyla'nın annesi ve babası: İkinci derece kahramanlardan birisi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://vatantr.yetkin-forum.com
 
Sayfa 50-80-120-160-183 Arasındaki Tüm Cevaplar !
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 8. Sınıf Türkçe Sayfa 136- 137 Temaya Hazırlık Sorularının Cevapları
» 183 ile 217 Arası Kitapdaki Tüm Cevaplar (Kitabın sonları)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
VatanTr :: Ders Böümü :: Türkçe Genel-
Buraya geçin: